Bilim Kurgu Romanı - Rüya Sanatçısı - Bölüm 40

in #mkb5 years ago

Çınar-Ev’den eve dönüp yatağıma gireli epeyce zaman geçmiş olmasına rağmen uyku tutmuyordu. Gözlerimi kapadığımda zihnimde uyku öncesi hayalleri beliriyor, bedenim uyuşuyor ama bir türlü uyku aşamasına geçemiyordum. Ölçüsünü kaçırdığım içki nedeniyle kafam kazan gibiydi, uykuya geçmemi engelleyen tuhaf bir sersemlik hali yaşıyordum. Yatağımdan hışımla kalkıp mutfağa geçtim. Ayak seslerimi duyan Asima aktif duruma geçip “Bir arzunuz var mı?” diye sordu. “Hayır, ben hallederim” dedim. Kendime koyu bir kahve doldurup salondaki masaj koltuğuma oturdum. Masaj koltuğu omuzlarıma masaj yaparken salonun duvarındaki ekrana “Selim Özben’in Sırları” diye seslendim. Duvar-ekran hipernet üzerinden istediğim aramayı yapıp bana gösterdi. Rüya sanatı eleştirisinin parlayan yıldızı olarak lanse edilen genç bir yazarın yazısını salonun duvarından okumaya başladım.

Selim Özben’in Sanat Sırları

Rüya montajında uzman olan bir arkadaşım hayranlıkla izlediğimiz rüyaların sentetik eserler olduğunu söyledi. Aslına bakılırsa, evet, rüyalar iki kez yaratılıyor. Çifte kavrulmuş lokum yercesine keyifle izlediğimize göre bunun bir sakıncası olmasa gerekir. Canlı yayınlanan rüyaları gerçek zamanlı olarak filtreleyen, sesini, ışığını, görüntü açısını ayarlayan ara birim yazılımları var. Düzenleme yazılımı rüya parçalarını birbirine eklemekle kalmayıp, canlı yayınlanan rüya sahnelerinin arasına bazı geçiş sahneleri ekliyor. Rüya sanatçılarına soracak olursanız “gerçek hayatta” da gözümüzle gördüklerimizi beynimizin aslında birleştirip kurguladığını söyleyecektir. Doğrudur, itiraz etmiyoruz, ama ya gördüğümüzü düşündüklerimiz bir başkasının gördükleriyse? Niyetim zihninizi bulandırmak değil. Rüya sanatı montajı bu tür etkiler yaratıyor olsa bile bunu yapmak istemem. Rüya sanatı eleştirmeninin görevi izleyiciyi aydınlatmak olmalı, eğer kendi kafası karışık değilse tabii. Rüya sanatı seyrini aynalarla dolu bir odada olup bitenlere izlemeye benzetebiliriz. Rüya sanatçısının zihninden bir imbikten süzülürcesine geçen gerçeklik rüyaya dönüşüp rüya sanatı yazılımına ulaşır. Rüya sanatı yazılımının yaptığı bir tür makyaj sayılabilir. Cazibe artırıcı ayarlamalar yapılır. Bunlar rüya sanatının ortalama eserleri için geçerli genellemeler. Selim Özben rüyaları söz konusu olduğunda durum bir kat daha karmaşık hale geliyor. Özel bir rüya yazılımı kullandıklarını sağır sultan bile biliyor. Ama tek fark bu değil. Galip Salik ve Selim Özben rüyaları tersyüz ettiler. Belirli bir olgunluğa eriştiğinde şiire ve romana olan rüya sanatının da başına geldi. Bunu bu muhteşem ikili başardı. Rüyaları parçalara ayırıp yeniden montajladılar. İlk bakışta rastgeleymiş izlenimi veren, ancak müthiş zengin çağrışımlar yaratan sahne dizilişleri yakalamayı başardılar. Ana malzeme, yani ham haliyle Selim Özben rüyası zaten izlenesi iken, bunu parçalayıp yeniden birleştirerek yeni bir anlam katmanı yarattılar. Yazarak anlatmak bile keyif veriyor. Bazı uzmanlar Selim Özben rüyalarının belirli bir izlenme eşiğini aştıktan sonra artık açık ara birinci olmaya yazgılı olduğunu belirtiyorlar. Selim Özben rüyaları öğreniyor. Bunu tuhaf buluyor olabilirsiniz, ben de öyle buluyorum. Bilgisayarlar ve yazılımları ile aram iyi olmadığı için sanat tarihi okuyarak sinema eleştirmenliği mesleğine adım attım. Rüya sanatı serpilip geliştikçe o yöne dümen kırdım. Kariyerimin gelişim hikâyesini merak etmediğinizden, niyetinizin Selim Özben rüyaları hakkında birşeyler öğrenmek olduğundan eminim. Geveze olduğumu söylüyorlar. Haklılar. Rüyaya ilişkin beğenilerin sahneler bazında belirtilip paylaşılabilmesi Selim Özben’in getirdiği bir yenilik değildi. Rüyaların ani geçişler içeren parçalı yapısı rüya sanatı hayranlarının sahneler bazında beğeni belirtme taleplerini doğurmuştu. Dolayısıyla rüya yayıncılarının elinde sahneler bazında istatistikler birikiyordu. Vahşi, ürkütücü ve karanlık sahnelere ilgi çabuk fark edilip, bu alandaki açlık hızla giderildi. İzleyici doğrudan vahşeti kaba ve tiksindirici buluyordu ama bunun hissettirilmesi yoluyla doğan gerilimi seviyordu. Selim Özben ve Galip Salik başkaları gibi seyircilerin beğendiği türde rüya parçalarını birbirine ekleyip beğenilen bir rüya yaratmaya çalışmadılar. Rüyalara başkalarının rüyalarından beğenilen parçalar eklediler. Böylece seyirciden öğrenilerek içeriği optimize edilmiş ve çok sayıda zihin tarafından katkı sağlanmış rüyalar ortaya çıkıyordu. Yasal bir düzenleme olmamasına rağmen bir rüya içinde başkalarından devşirilerek eklenen içerik yüzde onu pek geçmiyor. Dolayısıyla Selim Özben rüyalarına ilişkin asıl gizem araya dâhil edilen parçalar değil. Rüyaların kendisi en az iki ayrı kişi tarafından görülmüş gibi görünüyor. Sanki birbiriyle mücadele eden iki ayrı kişiliğin rüyalara hâkim olma çabasını izliyor gibiyiz. Bu iki kişiliğin birbiriyle taban tabana zıt kişiliği rüya içinde verimli bir diyalektik yaratıyor. Seyirci bunu seziyor, beğeniyor ve satın alıyor. Selim Özben rüyalarını iki ayrı kişinin gördüğünü ileri sürmüyorum. İşaret etmek istediğim her birimizin içinde birden çok kişilik barındığı. Büyük sanatçıların ruh spektrumu geniş oluyor. Bizim gibi sıradan ölümlülerin bunu kavrayabilmesi herhalde çok kolay değil. Sert, acımasız ve gaddar olan ile hassas, müşfik ve duyarlı olan bir araya geldiğinde ortaya seyre değer bir manzara çıkıyor. Sonuçlandıktan sonra olayların sebeplerini açıklamak kolay diyebilirsiniz. Selim Özben’in rüya sanatında böylesine büyük bir fenomen olabilmesine herkes kendince bir açıklama getirmeye çalışıyor. Yapılan açıklamaların tamamının doğru olması da ihtimal dahilinde. Bir yandan teknik konulara girmekten korkarken diğer taraftan onlardan söz etmeden manzaranın tamamını resmedemeyecekmişim gibime geliyor. Dolayısıyla izninizle rüya yazılımı konusuna biraz daha derinlemesine değinmek istiyorum. Karmaşık gibi görüneni parçalara ayırıp analiz edersek kolaylaştırabiliriz. Kendimi bazen dayanılmaz ölçüde ukala buluyorum, ama bunun konumuzla bir ilgisi olmasa gerektir. Bildiğiniz gibi öncelikle rüya sanatçısının gördükleri beynin rüya esnasında yaydığı dalgaları yakalayıp çözümleyen bir cihazla kaydediliyor. Böylece ham rüya verisine ulaşmış oluyoruz. Demek ki gece boyunca aralıklarla rüya sanatçısının zihninde oluşan ve sabaha yaklaştıkça süreleri uzayan ham rüya kesitleri kaydediliyor. Gayet güzel. Rüyanın renklerinin filtrelenerek parlatılması ya da pastel hale getirilmesi, sesteki gürültülerin süzülmesi veya ses efektleri eklenmesi ikinci aşamayı oluşturuyor. Sonraki aşamada bazı sahnelere görsel efektler eklenmesi gündeme gelebiliyor. Rüya manzarasını güzelleştiren öğelerden söz ediyorum. Bir dağın tepesine bulut yerleştirilmesi ya da bir deniz manzarasına martı eklenmesi gibi örnekler verebilirim. Görüyorsunuz ya oturup izlemesi son derece kolay iken üretilmesi oldukça zor bir üründen söz ediyoruz. Rüyanın orijinal kaydı üzerinde yapılan değişiklik ve eklemelerde elbette ölçü kaçırılmamalıdır. Parçaları kesip yapıştırmayı içeren montajı son aşama olarak ifade ediyorum ama montajdan sonra da rüyaya, görsel ya da işitsel efekt ekleyip çıkarmak mümkün elbette. Güzelim rüya sanatını böylesine duygu ve heyecandan uzak, adeta mekanik bir anlayışla tarif ettiğim için içimde bir parça pişmanlık hissediyorum. Sanat ölçüp biçmeye gelebilecek bir şey değil. İyi sanat eseri ölçünün ta kendisi oluyor. Rüya sanatının zirvesine adını yazdıran Selim Özben – Galip Salik ikilisi analizle ilhamın, ölçümle sezginin en uygun bireşimini bulmuş olmalılar. Onların eserine yönelik coşkumu milliyetçilik ile açıklamaya çalışanlar oluyor. Bazıları ise genç yaşımın heyecanına bağlıyorlar. Geniş bir çayırlıkta esen bahar rüzgârının eğdiği otları seyrederken kim heyecanlanmaz? Leyleklerin uçarken sergiledikleri zarafetten hoşlanmayan insan düşünülebilir mi? Bulutsuz yaz gecelerinde denizin üzerinde oluşan yakamozlar sizlere de göz kırpmıyor mu? Bütün rüyaları birbirine bağlayan ruhsal bir bağ olduğuna inanıyorum. Selim Özben rüyaları insanın ve doğanın harika taraflarını göstermekle kalmıyor, bayağı olarak algıladığımız şeylerle beğendiklerimizin ortak bir kökeni olduğuna da işaret ediyor. Selim Özben bizlere aslında aramızda düşündüğümüz kadar çok fark olmadığını gösteriyor. Selim Özben’in büfesinde herkesin ruhuna uygun gıdalar bulunabiliyor. Konudan konuya atlayarak meseleyi oldukça dağıttığımı mı düşünüyorsunuz? Haklısınız ama kendimi şöyle savunabilirim: Rüyaların organik, bütüncül bir doğası yoksa onların eleştirisinin neden olsun. Keyifli seyirler diliyorum.

Sort:  

To listen to the audio version of this article click on the play image.

Brought to you by @tts. If you find it useful please consider upvoting this reply.

Coin Marketplace

STEEM 0.26
TRX 0.11
JST 0.033
BTC 63868.85
ETH 3063.91
USDT 1.00
SBD 4.10