Bilimkurgu Romanı - Yerşehir - Bölüm 7

Sitta arkadaşı Ordin’le birlikte giriştikleri yeryüzü seferi nedeniyle büyük bir pişmanlık duyuyordu. Olayın üzerinden üç ay geçmesine rağmen o gün yaşadıkları sık sık aklına geliyor, zamanı geriye çevirip o güne geri dönmeyi diliyordu. Cüretkâr eylemine engel olmamakla kalmayıp yardımcı olduğu arkadaşı Ordin’i ve ahırlarda çalışan babasını kaybetmişti. Uzun bir yasın ardından kendisini Ordin’in ve babasının ölümünün onların kaderi olduğuna inandırmıştı. Sitta sadece kaderin gerçekleşmesine vesile olmuştu. Hayat devam ediyordu ve yaptığı hatayı kısmen de olsa telafi edebileceği bir fırsatı yakalayacağını umuyordu. Kız arkadaşı Derma’ya olanlara bütün açıklığıyla anlatmış ve Derma üzüntü içinde geçirdiği günler boyunca en büyük destekçisi olmuştu. Başkan Omay’ın kızı olan Derma başının iki yanındaki birer tutam gri saçı annesinden, mavi gözlerini babasından almıştı. Güzel bir kız olduğu söylenemezdi ancak annesi ve babası gibi kıvrak bir zekaya sahipti. Atletik vücutlu ve uyanık bir genç olan Sitta kendisini beğenip desteklediği için Derma’ya büyük bir minnettarlık duyuyordu. Sitta burjuva kökenli bir aileden gelmiyordu ve Derma sayesinde başkanın kızıyla sevgili olmak onuruna erişmişti.

Yeryüzündeki robotlar girişilen mücadeleyi daha fazla derinleştirmemeye karar vermiş gibi görünüyorlardı. Sular durulmuş, Yerşehir’de hayat normal akışına dönmüştü. Yerşehir sokaklarındaki en önemli değişiklik kentteki yaban kedilerinin sayısının hızla artması olmuştu, şehir yönetimi farelerden bulaşan hastalıkları önlemek için kedilerin desteklenmesi gerektiğini duyurmuş ve halk kedi nüfusunun artması için elinden geleni yapmıştı. Alınan bu önlem işe yaramış gibi görünüyordu, kent sokaklarında artık farelere rastlanmıyordu. Kent yönetimi yaptığı duyuruda vebanın adını anmamayı tercih etmişti, ancak sağlık konusuyla ilgili olanlar alınan önlemlerin yeni bir veba salgınını önlemeye yönelik olduğunu gayet iyi biliyordu.

Sitta yeni eğitim döneminde akademinin işletme yönetimi bölümüne kaydolmuştu, Derma ise felsefe bölümünü tercih etmişti, okulları aynı kampüs içinde olduğu için sık sık görüşüyorlardı, hatta Sitta birkaç kez Derma’nın evine gitmiş, bir ziyaretinde Başkan Omay’la tanışma şerefine erişmişti. Omay kızı gibi kısa boylu olan bu güler yüzlü gencin kızını üzmeyeceğine karar vermişti, oldukça hırçın bir kişiliğe sahip olan Derma’nın son dönemde sakinlemiş olmasını Sitta’nın varlığına bağlıyordu.

Kentle ilgili aldığı kararlarda sezgilerinden fazlasıyla yararlanan Omay diğer konsey üyelerinin aksine robotların yeniden saldırıya geçeceğini düşünüyordu. Bu nedenle 200 yıl önce veba nedeniyle kapatılan tünellerin yeniden açılmasını istiyordu. Konsey üyelerinin bir kısmı vebanın ya da bilinmeyen başka mikropların yeni bir salgına yol açma olasılığını ileri sürerek bu açılıma karşı çıkmışlardı. Konsey üyelerinin bir kısmı ise olası bir savaştan endişe ediyordu. Kent burjuvazisi ekonomiyi canlandıracağı düşüncesiyle komşu kentlerle yeniden ilişki kurulmasını desteklerken, kent bürokrasisi bu karara muhalefet ediyordu. Neyse ki halkın geleneksel değerlere bağlı olan kesimi üzerinde önemli bir etkisi olan Hader böylesi bir politika değişikliğine taraftardı. Omay bu yöneliminde eşinin hastalığının payı olduğunu inkâr etmiyordu, ancak bu bencilce bir düşünce sayılmamalıydı, dış ülkelerden temin edilecek ilaçlar eşi Tulpar gibi pek çok Yerşehir vatandaşının işine yarayacaktı. Zaten veba önemli bir tehdit olmaktan çıkmıştı, vebanın fareler üzerinden yayıldığı biliniyor, vebaya yakalananların büyük çoğunluğu modern ilaçlar sayesinde kurtarılabiliyordu. Doğu ve batı yönündeki tünelleri kontrol ettirmiş, zaman içinde tüneller içinde oluşan göçüklerin modern gereçlerle açılabileceği kanısına ulaşmıştı. Gerekli altyapıyı oluşturduktan sonra konunun konseyde ve kent meclisinde ele alınmasını sağlayacaktı.