SU LEKESİ...

Kaynak

Başlık şiir çağrıştırıyor olsa da bu yazıda şiir olmayacak. Mutlaka dikkatinizi çekmiştir, yıkanmış camdan eşyaların üzerinde bulunan su lekelerini. Evimizde kendimizden emin olarak tekrar kullanabiliriz sonuçta temizliği bizim elimizden çıkıyor ama halka açık yerlerde böyle bir durumla karşılaşmak mide bulandırıcı olabilir. Bunun en basit çözümü yıkadığımız eşyaları temiz ve kuru bir bezle kurulamak olacaktır. Tabi daha başka, daha pratik yolları olabilir bu lekelerden kurtulmanın ama ben bilmiyorum :) Ne garip bir olay değil mi, su ile temizlik yaparak suyun lekesine maruz kalmak. Bana inanmak ve güvenmek arasındaki farkı gösteriyor bu durum. Suyun temizlediğine inanmak ama suyun kendi lekesini bırakıp güven kaybetmesi. Yok sıkıntı yapmayın su temizdir, bıraktığı leke değil sudaki kirecin izdir.

İnanmak ve güvenmek dedik satır arasında bir de o açıdan bakalım. İnanmak su ise güvenmek bıraktığı izdir. Çok güven duyduğumuz bir dostumuz 10 defa işimizi gördüyse 11. de yine görecektir diye inanırız ama öyle mi gerçekten?
Kendi elinde olmayan sebeplerden dolayı 11. defa işimizi görmezse inancımızı yitirirmiyiz?
Yitirmeyiz, daha doğrusu yitirmemeliyiz. Su gibidir dost, temizleyici, temiz olduğuna inandığımız fakat kendi iradesi dışında oluşan herşey kireç misali, ölüm olur, kaza olur başka şeyler engel olur işimiz görülmez ama dostluğumuz zedelenmez, zedelenmemesi gerekir. Biz dostumuza olan inancımıza sahip çıkacağız fakat kendi iradesi dışındaki dünyaya güvenmemeliyiz. İnanmak ve güvenmek arasındaki farkı anlayabildiğimiz vakit insan ilişkilerinde bir adım daha iyi noktaya geleceğiz buna inanıyorum.

Her zaman inanabileceğimiz insanların olması hayata daha bir korkusuz ve umutla bakmanızı sağlayacaktır. Son söz olarak şunu söylemek istiyorum, ** güvenmediğim dağlarda bahar beklemektense, güvendiğim dağlarda kar görmeyi tercih ederim.**

Destekleriniz için şimdiden çok teşekkürler...

e.avina