Uzun Öykü - Kıyametin Dört Günü - Bölüm 14

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13

Bölüm 14

Gece saat 3:00 gibi uyandım, kendimi zinde hissettiğim için kalkıp son haberleri gözden geçirmeye başladım. Gecenin en ilginç haberi Sofya Teknik Üniversitesi’nde görev yapan Profesör Nikolay Yovkov’un göktaşıyla birlikte dünyaya inen uzaylılarla temasa geçtiği yönündeki açıklamasıydı. Prof. Yovkov uzaylılardan elektronik alanında çığır açacak buluşlar içeren dosyalar aldığını ifade etmiş ve dosyaların bulunduğu internet sitesinin adresini ilan etmişti. Verdiği adreste gerçekten içlerinde bazı şemalar da bulunan onlarca dokuman vardı. Bu dokümanların yeni buluşlara dair olup olmadığını bilebilmem mümkün değildi, dosyaları şeklen inceledim, bazılarının içeriğini kopyalayıp google’da arattım, profesörün iddiasının aksini işaret edecek bir ipucuna rastlamadım. İnternet üzerindeki yorumlardan adamcağızı kimsenin ciddiye almadığı anlaşılıyordu. Yine de haberci hislerime kulak vererek olayı derinlemesine incelemeye karar verdim. İnternet üzerinden Bulgar profesörün geçmişini araştırdım, uzmanlık konusu olan süper-iletken elektroniği hakkında yayınladığı bazı makalelere göz attım. Teknik bilgim elbette ne bilimsel makalelerini ne de uzaylılardan aldığını söylediği bilgileri değerlendirecek düzeyde değildi. Doğrusu aklı başında bir adama benziyordu, geçmişte bir suça karıştığına ya da böylesi akıl almaz iddialar ileri sürdüğüne dair bir bilgiye ulaşamadım. Açıklamayı saraya benzeyen lüks bir malikanenin bahçesinde yapmış olması da ilginçti, malikaneyi uzaylıların ilettiği bilgileri kullanarak satın aldığını ileri sürüyordu.

Bülent Abi katılması gereken bir etkinlik nedeniyle yayın kurulu toplantısını bir saat öne almıştı, sabah saat 8:30’da HBR Medya merkez ofisinde gündemdeki konuları değerlendirmek için toplandık.

Devletin tüm çabalarına rağmen özellikle halkın en yoksul kesimlerinin yaşadığı açlık problemi gündemin en önemli maddesiydi. Tarım Bakanlığı gıda maddelerini devletin belirlediği fiyattan satmaya yanaşmayan karaborsacılarla bir türlü başa çıkamıyordu. Karneyle gıda dağıtımında ise yer yer sıkıntılar yaşanıyor, halk hem dağıtılan miktarı az buluyor hem de o öğünde yiyeceği gıdayı temin etmekle yetinmek istemiyordu. Yaşanan bu kısmi açlık hali kıyametin kopmakta olduğuna dair düşüncelerle birleşince Anadolu’da dinsel temalı bazı ayaklanmalar çıkmıştı. Neyse ki bu ayaklanmalar daha başlangıç aşamasındayken başarıyla bastırılmıştı.

Dünya gündeminin en önemli maddesi ise Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan açlık ve buna bağlı olarak yaşanan mülteci kriziydi. Önceki krizlerden farklı olarak bu kez Türkiye de sınırlarını tümüyle kapamış ve kısa vadede mülteci kabul etmeyeceğini ilan etmişti.

Felaketten sonra Yunanistan’ın çeşitli kentlerinde ve Paris’te oluşan komünler polis zoruyla dağıtılmış, yapılan müdahale sırasında çıkan çatışmalarda gerçekleşen ölümler Avrupa genelinde büyük sokak eylemlerine yol açmıştı. Avrupa’da yeniden devrimci bir durum olduğu ileri sürülüyor, Avrupa hükümetleri halkın başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarını zorlanmadan karşılaması için ellerinden geleni yapıyordu.

Bulgar profesörün dünyaya inen uzaylılarla görüştüğü yönündeki iddiasının kuruldaki editör ve yazar arkadaşlar tarafından ciddiye alınmadığını gördüm. Bilim haberlerinden sorumlu editör arkadaşımız Sena dışında kimsenin konudan haberi yoktu. Sena Prof. Yovkov’un yayınladığı belgeler konusunda tanıdığı bir hocanın bilgisine başvurduğunu söyledi, ancak hoca güvenilir bir görüş oluşturmak için en az bir haftaya ihtiyacı olduğunu ifade etmiş. Prof. Yovkov’un açıklamasında kripto para ticaretinden kazandığı ve yoksullar için harcayacağı kaynaklardan da söz ettiğini belirterek konuyu incelemek istediğimi söyledim. Bülent Abi’nin yüz ifadesi bunun boşuna bir çaba olacağını düşündüğünü gösteriyordu, yine de -herhalde hevesimi kırmamak için- aksi yönde bir görüş belirtmedi. Böylece toplantıdan uzaylılarla temas konusunda görevlendirilmiş olarak çıktım.

Toplantıdan hemen sonra Dünya Dışı Akıllı Varlık Araştırmaları Merkezi’ni arayıp kendileriyle Bulgar profesörün iddiası konusunda görüşmek istediğimi söyledim. Telefonda konuştuğum Atahan Özışık beni bu kararımdan dolayı tebrik etti, gelişmeler konusunda bir açıklama yapmaya hazırlandıklarını, açıklama içeriğinin bizimki gibi büyük bir medya grubu tarafından haberleştirilmesinin faydalı olacağını, ne zaman istersem görüşebileceğimizi söyledi.

Yarım saat sonra Dünya Dışı Akıllı Varlık Araştırmaları Merkezi’nde Atahan Bey’in karşısında oturuyordum. Atahan Bey söze “Yıllardır dile getirdiğimiz gerçeklerin doğruluğu nihayet anlaşıldı” diyerek başladı. Yüzündeki mutluluk ifadesinden sözlerinde samimi olduğu anlaşılıyordu.

“Doğrusu haber merkezindeki arkadaşlarımız Prof. Yovkov’un iddialarını inandırıcı bulmadılar. Hatta konuyu araştırmak istediğimi söylediğimde şaşırdılar. Konu hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir önyargım olmadığını bilmenizi isterim.”

“Tanımlanamayan dev cismi henüz sahra çölüne düşmeden önce tespit etmiş, internet sitemizden ve sosyal medyadan konuyla ilgili bir açıklama yapmıştık. Önyargılı tutumu yüzünden basın ne yazık ki bu habere itibar etmedi. Keşke uyarılarımızı dikkate alsalardı, binlerce insanın hayatı kurtulmuş olurdu.”

“Tespiti nasıl yaptınız? Biraz açabilir misiniz?”

“Araştırma merkeziminiz gönüllüleri arasında uzay gözlemi yapan çok sayıda arkadaşımız var. Merkezimize ulaşan bir ihbar üzerine ana teleskobumuzu cismin bulunduğu tarafa yönlendirdik ve kısa süreliğine de olsa cismi görüntüleyebildik. Ardından ne yazık ki havadaki bulut yoğunluğu arttı. Ve felaketten sonra dünya genelindeki amatör uzay araştırmacılarının ilettikleri görüntülerden yola çıkarak gerçekte neler olduğunu anlayabildik.”

“Dünyaya düşen kütlenin bir uzay gemisi olduğunu mu söylüyorsunuz?”

“Elbette, bundan hiç kuşku duymadık. Aksi takdirde dünyaya yönelmiş o büyüklükte bir asteroidin aylar öncesinde tespit edilmiş olması gerekirdi. O kadar uzun süre boyunca dünyaya yaklaştığı görülen bir cismin halktan saklanması imkansızdır.”

“Cismin güneş sistemine girdikten sonra başka bir gök cismiyle çarpışıp yön değiştirdiği söyleniyor.”

“Ne büyük tesadüf değil mi? Aynen on milyon yılda bir gerçekleşen bir olayın tam da bizim başımıza gelmesi gibi. Ve ne tesadüftür ki cisim dünyada nüfus yoğunluğun en düşük olduğu bölgelerden birine düştü.

“Öylesine büyük bir uzay gemisi yapabilen bir uygarlığın onu dünyaya düşürüp buharlaştırması bana hiç makul gelmiyor. Amaçları ne olabilir?”

“Bulgar profesörün yaptığı açıklamaya kadar bunu sadece tahmin edebiliyorduk. Şimdi gemiyi dünyaya bilerek düşürdüklerinden eminiz. O geminin içinde yüksek enerji seviyelerinde doğup gelişebilen üstün bir uzaylı ırkının üyeleri vardı. Patlama sırasında varlıkları vücut buldu ve birkaç gün sonra dünya halklarına yardım etmeye başladılar.”

“Bunlardan emin misiniz?”

“Prof. Yovkov’un bir anda büyük bir servete kavuşmasını ve kendisine iletilen buluşları halkla paylaşmasını başka nasıl açıklayabiliriz? Bilim insanları yayınlanan buluşlarda en ufak bir tutarsızlık ya da eksiklik bulamadılar.”

“Söylediklerinizin doğru olduğunu varsayarsak, binlerce insanın ölmesini nasıl açıklayacağız? Bize yardımcı olmak isteyen yüksek bir uygarlık bunun için daha iyi bir yol bulabilmeliydi bence.”

“Maymunlar nasıl ki bizim eylemlerimizi tam olarak yorumlayamıyorsa biz de üstün ırkların yöntemlerini doğru değerlendiremeyebiliriz. Ayrıca, onların imkanlarının da sınırları olabilir.

“Prof. Yovkov’un dünya dışı akıllı varlıklarla ilgili miydi? Sizce neden onu seçtiler? Ben olsam bir insanı değil doğrudan dünya kamuoyunu muhatap alırdım.”

“Gücün doğru kişilerin eline geçmesi önemlidir. Herkes her şeyi aynı anda öğrenirse dünya üzerindeki adaletsizlikler ve kötülükler devam eder. Bütün bu tartışmaların sonuna geldik artık. İnsanlığın tamamının evrensel ışıkla tanışacağı günlere nihayet ulaştık.”

Güçlü inançlara sahip insanların tezlerine kuşkuyla yaklaşan bir kişi olarak doğrusu kafam karışmıştı. Bana öyle geliyordu ki yaşadıklarımızı uzaylılara bağlayanlar olgulardan gerçeklere doğru ilerlemiyorlardı. Konu hakkında Atahan Özışık kadar bilgi sahibi olmadığım için yanılıyor da olabilirdim elbette. Sofya’ya gidip Prof. Yovkov’la görüşmeye karar verdim.

Görsel Kaynağı: https://unsplash.com/photos/t9OGCATN-vg