Kime Göre ? Neye Göre?

in #tr6 years ago (edited)

Biz Türk'lerin astronotu olarak düşüneceğiniz iki kişinin uzayda ama uzayın en zifiri karanlık yerinde olduğunu düşünün. Burası öyle bir yer ki astronot, sadece bir kaç metre etrafını görebiliyor olsun. Onun haricinde etrafta bir tanecik yıldız ışığı dahi olmadığını varsayın. Hani İngilizce'de bir laf vardır ya çoğumuz duymuşuzdur; 'In the middle of nowhere' yani hiçliğin ortası... İşte öyle bir yerden bahsediyorum. Bomboş bir uzay.

Kim Hareket Ediyor?

Bu iki astronotumuzun birinin adı "Fenasi" olsun. Diğerinin adı da "Rahim". Fenasi'nin astronot kıyafetinin üstünde bir mavi ışık olsun sadece ve durmadan yanıp sönüyor olsun. Fenasi kendisini uzay boşluğunda öööylece duruyor olarak hissetmektedir. Tam o şekilde beklerken karşıdan kırmızı bir ışığın yanıp sönerek kendisine doğru yaklaştığını görüyor. Kırmızı ışık yavaşça yana söne yanına kadar yaklaşıyor, sonra da yanından geçip gidiyor. İlginçtir, aynı şeyi Rahim de iddia ediyor. Diyor ki; "ben burada beklerken, karşıdan mavi bir ışık yanıp sönerek yanıma kadar yaklaştı, sonra yanımdan geçti gitti". Her ikisi de haklı. Çünkü her ikisi de duruyordu. Peki kim hareket ediyordu? Aslında her ikisi de hareket ediyordu. Aslında bu durum Göreli olmak dediğimiz şeyin kendisidir. Bakın yalnızca dikkat edin Görelilik Teorisi demiyorum, göreli olmak diyorum. Etrafta her hangi bir gezegen ya da karşılaştırılabilecek bir nirengi noktası olmadığı için herkes haklıdır. Burada söz edilebilecek tek şey bir şeyin bir şeye göre bir hareketi olabileceğidir. Fenasi Rahim'e göre hareket halindedir. Rahim de Fenasiye göre bir hareket halindedir.

Kaynak


Mutlak hareket diye bir şey yoktur. Hareket, yalnızca 'bir şeyin bir başka şeye göre hareketi' şeklinde ifade edilebilir.

Kuvvet Uygulanınca İşler Değişir.

Bir cismi iş yapmaya zorlayan etkidir kuvvet. Bir cismin bir yerden bir yere gitmesi dahi fizikte iştir. İş varsa enerji de vardır. Fenasi ve Rahim az önceki örnekte hiç bir kuvvete tabii değillerdi. O nedenle her biri kendisinin durduğunu, karşısındakinin hareket etmekte olduğunu iddia ediyorlardı. İkisi de haklıydı. Çünkü içkin olarak hiç bir şey hissetmiyorlardı. Onları ileriye-geriye ya da yukarıya-aşağıya doğru gittiklerini hissettirecek hiç bir kuvvetleri yoktu. Şimdi Fenasi'nin arkasında bir jet motoru olduğunu düşünelim. İstediği zaman elindeki düğmeye basıp roketini ateşleyebilsin ve bu sayede hareket edebilsin. Eğer Fenasi karşısında beliren yanıp sönmekte olan kırmızı ışığı gördüğünde elindeki düğmeye basıp roketini ateşlerse, bu defa o kırmızı ışığa doğru hareket etmekte olduğuna emin olacaktır. Çünkü onu arkasnından ittirip hareket ettiren roketin ittirişini içkin olarak hissedecektir. Bu durumda etrafta yine hiç bir şey olmasına gerek yok.

mikael.gif
Kaynak
Kaynak

Sabit Hız ve Sabit Doğrultudaki Hız Görelidir.

Ama işin içerisine kuvvet girmişse sabit hızdan söz edemeyiz. Sabit hız, birim zamanda eşit miktarda yol alınması anlamına gelir. Yani sabit hızla giderken 1. saniyede 10 m/sn ile gidiliyorsa, 2. saniyede de 10 m/sn ile gidiliyordur. 1115. saniyede de... Ama eğer sabit olmayan bir hızla gidiliyorsa bu durumda 1. saniyede 10 m/sn ile gidiliyorsa 2. saniyede 15 m/sn hızla gidilebilir. 3. saniyede de 25 m/sn hızla... İşte sabit olmayan hız aslında bizim ivmeli hareket dediğim şeydir. İvmeli bir hareket söz konusu ise, birim zaman aralıklarıyla değişen bir kuvvet e maruz kalınıyor demektir. Bu ivme dediğimiz şey içsel (içkin) bir durum oluşturur ve o anda hareket edilmekte olduğunu hissettirir.

Uzaya Gerek Yok Dünyadan da Örnek Verilebilir.

Yukarıdaki örneklerimde hep hiç birşeyin olmadığı uzay ortamını kullandım. Bunu olayı mümkün olduğunca yalın hale getirip etraftaki cisimlerin referans noktası olmaması için yaptım. Ama dünyada da biz bu durumu bolca yaşıyoruz. Bir trenle seyahat ediyorsunuz. Uyuyakaldınız. Birden bir uyandınız ve kompartımanınızın penceresi önünden bir tren daha geçtiğini görüyorsunuz. O tren de etraftaki tüm cisimleri perdeleyip kapattığı için hangi trenin, sizinkinin mi yoksa , o trenin mi hareket ettiğini anlayamıyorsunuz. Çünkü treniniz dümdüz bir yolda hiç sarsılmadan gidiyor. Amaaa ne zaman treniniz bir viraja girdiğinde ve siz biraz savrulduğunuzda işte o zaman treninizin hareket ettiğine emin olabilirsiniz.

Genel Görelilik ve Zaman İlişkisi

Özel ve Genel Görelilik kuramları Einstein'ın bize gösterdiği iki akıl uçuklatan teori. Özel görelilik yukarıda anlattığım şeylerin daha da ötesi oluyor. Eğer bu sözünü ettiğim hareketler ışık hızına yakın hızlarda gerçekleşirse, o zaman zamanda ve boyutlarda değişmeler başlıyor. Genel görelilik ise çok daha akıl uçuklatıcı. Eğer bir karadelik gibi çekim etkisi inanılmaz yüksek bir cismin kütleçekimine maruz kalırsak, bizim zamanımız bizi dışarıdan izleyen bir başka gözlemcinin zamanına göre inanılmaz ölçülerde değişiyor. Yani aslında nano ya da femto saniyeler kadar küçük seviyelerde dahi olsa bir apartmanın (gökdelenin) en üstündeki yaşayan biriyle en altta yaşayan birinin yaşları arasında bir fark olacaktır. Hatta, bunun deneyi bile yapıldı ve kanıtlandı. İkiz kardeşlerden birisi 1 seneyi aşkın bir süre dünyanın yörüngesindeki uzay istasyonunda zaman geçirirken, diğer kardeş dünyada yaşadı. Ve astronot olan dünyaya dönünce diğerine göre biraz daha genç kaldığı anlaşıldı.

Kaynak

Burada iki çeşit göreliliğin de etkileri gözlemlenebilmiştir. Dünya yüzeyine göre 27,000 km/sa hızla hareket eden uzay istasyonundaki kardeş, bu göreli hareketten ötürü, tam da özel göreliliğin söylediği gibi, dünyadaki kardeşine göre zamanı daha yavaş geçirecektir. Ama genel göreliliğe göre de kardeşine göre birazcık daha hızlı geçirecektir. Uzaydaki kardeş, dünyadaki kardeşine göre, özel görelilikten ötürü her gün 28 mikrosaniye daha genç kalmıştır. Ama genel görelilikten ötürü de her gün 3 mikrosaniye daha yaşlı olmuştur. Toplamda ise uzaydaki kardeş, dünyadaki kardeşine göre göreliliklerden ötürü 25 mikrosaniye daha genç kalmıştır.

Einstein'ı göreliliklerin gerçek olabileceğine ikna eden ve bu düşüncelerin aklında belirmesine neden olan şeyler de aslında bu ivme olaylarıdır. Yani bir karadeliğin ya da bir yıldızın çekim etkisinin çok yakınında zamanın inanılmaz derecede yavaş geçiyor olmasının özünde böyle bir açıklama bulunmaktadır. Siz çok büyük kütleli bir yıldızın yanında ya da bir karadeliğin yakınlarında öylece durmazsınız. Hareket halindesinizdir.

Evrende Her Şey Ama Her Şey Hareket Halindedir. Durağan Hiç Bir Şey Yoktur. O Nedenle Mutlak Durgunluktan Bahsedilemez!

Karadeliğin yanındada olsanız, burada evinizde herşeyin size göre duruyormuş gibi göründüğü evinizde de olsanız, aslında durmuyorsunuz, her bir şeye göre hareket halindesiniz. Karadeliğin yanındayken aslında karadeliğe (ya da yıldıza) doğru ivmeli bir şekilde düşüyorsunuz. Ve gittikçe ışık hızına biraz daha yaklaşıyorsunuz. O nedenle sizinle aynı ivmeyi yaşamayan dışarıdaki gözlemcilere göre de zamanı hatta boyutları farklı şekillerde yaşıyorsunuz.

Zamanın Durması

Bu mümkün müdür gerçekten yahu? diyeniniz olmuştur bu satırları okurken. Evet mümkündür. Bu birbirinden muhteşem 2 teoriye göre mümkün olan her şey gerçekten de mümkün olabiliyor. Zamanın durması mümkündür. ama neye göre, kime göre... Şimdi klişe laf, karadeliğin tam merkezinde zamanın tamamıyla durduğunun söylenmesidir. Ama kime göre? Tabiki de karadeliğin içine düşmüş olan zavallıya göre değil. Dışarıdan (güya teorik olarak) onu izleyen gözlemciye göre karadeliğin içindeki adamın zamanı durmuş oluyor. Hadi bu biraz uç bir örnek oldu o zaman hemen özel göreliliğe göre zamanın durmasından bahsedelim. Işık hızıyla gidilebilseydi. Zaman dururdu. Ama kime göre ve neye göre? Bittabiki de dışarıdan o ışık hızında giden kişiye bakan gözlemciye göre. Ama ışık hızıyla hareket etmekte olan adam için herşey olduğu gibi aynı hızda akmaya devam ederdi. O hiç bir şey farketmezdi. Zamanınız varsa 40 küsür dakikanızı alacak şu belgeseli izlemenizi tavsiye ederim. Belgesel Türkçe ve 'iyiki de izledim' dedirten cinsten bu konuları anlatıyor.

Referans Olarak

#turkcebilim İle...

Çok sevildi, çok talep var. #cointurk ve @kusadasi na yardımları ve SP delegasyonları için çok teşekkürler. Sayelerinde bilimseverlerin yazılarını daha dolgun upvote'lar ile oylayabileceğiz. Bunun yanı sıra ayrıca hem discord kanalımızın olması hem de artık resmi bir @turkce-bilim hesabımızın olması harika oldu. Hatta şu yazı @turkce-bilim 'in ilk postu ve bundan sonra nasıl bir upvote ve resteem politikasına sahip olduğuna ilişkin detaylı bilgiler verildi. Bu meşale (#turkcebilim) hiç sönmesin ve var gücümüzle yaşatalım diyorum. Herkese katkıları ve yoğun ilgileri için teşekkür ederim.

animasyonum.gif

Sort:  

Go here https://steemit.com/@a-a-a to get your post resteemed to over 72,000 followers.

Bu astronomi bilimine ve evrene dair bilgilere bayılıyorum, uzay beni hiçbir şeyin cezbetmediği kadar çok cezbediyor. Hocam bu konular gerçekten biraz da olsa bilgi isteyen konular, aşikar olmayan arkadaşlar biraz zorlanabilirler. Ellerinize sağlık hocam açıklayıcı bir yazı olmuş. Bir de o resimdeki astronotların uzaya çıkmış olanında bazı DNA değişiklikleri olduğuna dair bir haber okumuştum bir zamanlar.

Belgeseli izlemeni hararetle tavsiye ederim. Videosunu koydum. Evet DNA'larında değişiklik olmuş. Çünkü 1 sene boyunca, uzay istasyonunda kozmik radyasyona maruz kalmak zorunda kaldı adamcağız :(

Aklımda hocam fırsat bulunca izleyeceğim. :)

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by gokhan83kurt from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Geçen discord kanalında sorduğun soru bence şu anki yazıya oranla çok açık değildi abi :) Ama burada çok güzel ifade etmişsin, biyoloji alanı ne kadar ilgimi çekse de, uzay ve fizik alanının ayrı bir cezbediciliği var. Sanırım sebebi anlamanın daha zor olması ve daha çok uğraş gerektirmesi :)

Sunum çok önemli. Bize senelerce televizyonlarda kötü çevirilerle bezenmiş hep hayvan belgeseli izlettiler. Ne bir denizin derinlikleri, ne bitkiler alemi, ne böceklerin çok tuhaf ama hayranlık uyandıran yaşamları, ne yanardağlar, faylar, jeolojik oluşumlar ne de uzay. Televizyonda uzay'a dair çok şık ve iyi hazırlanmış Discovery Channel ya da Nat Geo belgeselleri gördüğümüzde çılgına döndük. Çünkü o kadar güzel allayıp pulluyorlar ki, o kadar dikkat çekiyor ki. İzlemeden edemiyorsun. Tam bir bilinmezlik esrarı ile beziyorlar. Uzaya ve fiziğe açız. Lisedeki fizik hocalarımız da dahil olmak üzere bu memlekette bizleri bu muhteşem disiplinleri öcü gibi gösteren herkes bunun suçlusudur.

Hocam yine çok güzel bir yazı olmuş.
Hatta okumaya başlamadan dedim acaba bir beyin fırtınası mı geliyor.

Lakin aklıma bir iki soru takıldı.

Bittabiki de dışarıdan o ışık hızında giden kişiye bakan gözlemciye göre.
Burada ışık hızınadaki kişi dışarıyı hareketsiz görürken,dışarıdakide hareketsiz olarak görmez mi? Ya da sabit bir şekilde görmez mi ? Biraz basit düşündüm ama ışık hızının bir kaynağı yoksa algılaya bilir miyiz ?

İkinci olarakta :

Evrende Her Şey Ama Her Şey Hareket Halindedir. Durağan Hiç Bir Şey Yoktur. O Nedenle Mutlak Durgunluktan Bahsedilemez!
Belki atomik düzeyde hareket vardır ama 0 Kelvinde her şeyin harekersiz olduğunu baz alırsak hareketsizlik mümkün olmaz mı?

Atomik titreşimlerin durması 0 Kelvin diye tanımlanıyor fakat bu başarılsa bile Dünya'nın ya da galaksilerin kendisi hareket halinde olduğundan mutlak durgunluktan söz edilemez.

Birinci soruyu biraz daha detaylı sorabilir misin? Tam anlayamadım da.

İkini soru için zaten pratikte mutlak sıfır mümkün değil. Ama teoride haklı olabilirsin. Ben o cümlede şu anda hali hazırda yaşadığımız evrenden bahsettim. Daha çok makroskopik dünyayı kastettim.

Demek istediğim ,ışık hızında giden birisi bizim hareket ettiğimizi algılayamıyorsa biz onun hareket hızını nasıl algılayabiliyoruz ?
Ben burda gözlemcinin çıplak gözle baktığını varsaydım ama sanırım siz onu kastetmemişsiniz .d

Anladım. Bunların hepsi 'varsayalım ki' üzerine kurulu. Gerçek hayatta hiç bir zaman böyle şeyler olmaz, olamaz. Bir şeyin ışık hızına ulaşabilmesi için sonsuz enerjiye sahip olması gerekmektedir. Böyle bir şey de mümkün değildir. Biz burada varsayalım ki mesela ışık hızında giden birisi olsun, onu dışarıdan gören kişi ne görürdü üzerine kurulu bir örnekleme yapmaya çalıştık. Bir nevi düşünce deneyi.

YOU JUST GOT UPVOTED

Congratulations,
you just received a 32.71% upvote from @steemhq - Community Bot!

Wanna join and receive free upvotes yourself?
Vote for steemhq.witness on Steemit or directly on SteemConnect and join the Community Witness.

This service was brought to you by SteemHQ.com

Süper bir yazı olmuş emeğinize sağlık hocam.

Zaman ışık hızıyla geçip gidiyor 😃

Teşekkür ederim. Zamanı yavaşlatmak için iyisi mi bir Karadelik bulalım 😊 Yanına sokuluruz. Ama kime göre? 😂

Evrene göre 😃

Quraturk tr etiketi altında paylaşılan kaliteli ve orjinal içerikleri tespit edip ödüllendirmeyi hedefleyen bir kürasyon projesidir. Yazınız değerlendirmen ekibimiz tarafından uygun görülmüş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini almıştır.
Quraturk hakkındaki tüm sorularınızı discord üzerinden sorabilirsiniz


Bu yorumu ya da günlük Quraturk postlarını oylayarak projeye destek olabilirsiniz.

Teşekkürler 🙏