Kısa Hikayeler Serisi #4- [Arkadaşlık]

in #tr6 years ago

Arkadaşlar, sizlere @quraturk’ün yapmış olduğu arkadaşlık konulu yarışma kapsamında hazırlamış olduğum yazıyı sunuyorum. Arkadaşlık çok geniş ve derin bir konudur esasen. Ben bu yazıda bu konuya belki sadece bir noktadan yaklaşarak, kendimi en iyi ifade ettiğimi düşündüğüm, hikaye ve şiir yöntemini kullandım. Umarım keyifle okuyacağınız ve sizlere bir şeyler katacak bir yazı çıkmıştır ortaya. Hikaye ve şiirde kurgular kadar yaşanmışlıklar da mevcuttur. Sevgi ve saygılarımla…

ww.jpg

Hakkâri Yüksekova’nın Kuzey Irak sınırında, Herki ırmağının hemen kuzeyinde, kuş uçmaz kervan geçmez tabirine uyan, en yakın yerleşim yerine 90 km uzaklıktaki bu Jandarma karakolunda, su uyur düşman uyumaz parolasıyla nöbet tutan Mehmet’in öyküsüdür bu. Mehmet vatan borcunun sekizinci ayını tamamlarken soğuktan buz kesmiş olan elleri G-3 Piyade tüfeğine yapışıyordu. Bu dondurucu soğuklarda içini ısıtan tek güzel şey Yusuf ile aynı mevzide nöbet tutuyor olmaktı. Yusuf, Mehmet’in en yakın dostuydu. İkisi de Kayseri’nin 40 haneli, ufak bir köyünde doğmuş, ayaklarında kara lastik ayakkabı, beş liraya aldıkları topun peşinden birlikte koşmuş, kimi zaman aç kalmış ama çoğu zaman birlikte doymuş olan aynı köyün çocukları idi. Doğumları arka arkaya olmuş, iki komşu, baba olma duygusunu birlikte tatmıştı. Evleri yan yana olan bu komşu çocukları ise bir kardeş gibi büyümüştü. Aslında kardeşlik kanla gelen bir şey değildi, aralarında kan bağı olmamasına rağmen bu iki yiğit kardeşten öte dost, arkadaştı. Kardeşlik aynı kanı taşımak değil, aynı yüreği taşımakla olurdu. Çoğu zaman kardeşlik, dostluk diye tabir ettiğimiz bu kavram aslında arkadaşlığın ta kendisiydi. Zamanla arkadaşlığı hak etmeyen kişilerce yıpratılmış olan arkadaş tabiri yerine daha kuvvetli olduğu düşünülen kardeşlik tabiri kullanılmaya başlamıştı. Hâlbuki arkadaşlık kardeşlikten öte giden bir yoldaşlık meselesiydi. İşte böylesine sıcak arkadaşlıklar, Hakkâri’nin o dondurucu havasını bile eritecek kudretteydi.

Kara günde belli olan, zor gününde senle olan
Dertlerine ortak olan, selamıyla deva saçan
Az konuşan çok anlayan, her şeyini sana açan
Sana kardeş gibi bakan, bir yoldaş, bir arkadaş var

Mehmet, askere gelmeden hemen önce evlenmişti. Yusuf ise hala bekârdı. Her şeyleri ortak olan bu dostların çifte düğün yapması beklenirken, Mehmet daha önce tatmıştı aşkın o güzel, aynı zamanda acı olan yüzünü. Türlü çabalarla sevdiğinden karşılık aramıştı ve almıştı sonunda. Evlilik kararını ilk Yusuf’a açmış, bütün evlilik sürecinde gece gündüz yanında görmüştü dostunu. Bütün sorunları sanki kendi düğünüymüş gibi göğüsleyen de Yusuf’tu, düğün boyunca en çok eğlenen de. Sağdıç olmuş, en zor görevi yerine getirmişti. Damadın canını sıkacak, düğünün huzurunu bozacak her türlü zorluğu göğüslemiş, mutluluğa gölge düşürmemişti. Her zaman bir erkek kardeşi olsun isteyen evin tek çocuğu Mehmet, o gün, ne gerek var kardeşe, kardeşten öte arkadaş var demişti. Düğün bittiğinde geride sadece iki şey kalmıştı. Birisi hem dünyanın en tatlı hem de en acı hissi olan aşk ve diğeri hem bütün acılara ortak olan hem de mutluluğa mutluluk katan arkadaşlık. Evliliğin ardından askerlik zamanı gelmişti. Görev yerleri belirlenmeden önce yapılan sağlık muayenesinde, herkesin aksine bu iki yiğit farklı cevap vermişti sorulan sorulara, “taş gibiyim, vatanın nerede ihtiyacı varsa oraya gitmeye hazırım.” Aynı duyguları paylaşan yiğitler artık aynı mevziiyi paylaşıyordu.

Düğününde halay çeken, desteğiyle moral veren
Sabah gelip akşam giden, rahatlığı sende bilen
Gerekirse dua eden, gerekirse senle içen
Hiç çıkarsız kalpten seven, bir yoldaş, bir arkadaş var

Mehmet saatine baktı, nöbetin bitmesine on dakika kalmıştı. Yusuf’a doğru bir bakış fırlattı ve bir tebessüm yolladı. Yusuf da aynı tebessümle karşılık verdi. Bu bakış, nöbet birazdan bitecek, beraber bir bardak çay içelim, az hasbihal edelim, tebessüm ise çayın yanında bisküvi ve kekler benden demekti. Aynıyla karşılık veren Yusuf, mesajı aldığını belirtiyordu. Nöbet bitti, iki arkadaş karakolun televizyon odasının yolunu tuttu. Nöbetten gelenlerin içini ısıtsın diye hazırlanan çaylardan ince belli bardaklar dolduruldu. Çayın yanında vazgeçilmez olan bisküvi ve kekler açıldı. Köye dönünce yapılacak olan şeylerin hayali kurulmaya başlandı. O sırada kendileri gibi asker olan Kemal geldi yanlarına. “Mehmet, Avni teğmen seni çağırıyor” dedi. Hayırdır inşallah diye kalktı Mehmet, hızlı adımlarla karakol komutanının odasına gitti, kapıyı çaldı ve “gel” sesinin üstüne içeri girdi. “Mehmet Kalay, Kayseri, beni emretmişsiniz komutanım!” Avni teğmen, “otur” dedi. Konuşmaya nerden başlayacağını bilemez bir halde, “her insan bir kitap gibidir” dedi. “Bir başlangıcı, bir gelişimi bir de sonu vardır. Yıllar sonra hatırlanıp hatırlanmamak da, yine kitaplar gibi kalitesine bağlıdır. Bizler için son aslında bir başlangıçtır. Hayatın son bulması demek ebediyetin başlaması demektir… “ Bu sırada Mehmet az çok neler duyabileceğini kestirmeye başladı. Hasta olan dedesinden kötü bir haber geldiği aşikârdı. Avni teğmen konuşmasına devam etti ve en sonunda söyledi. “ Mehmet, deden Hakk’a yürüdü, zahiriden geçti, gerçeğe ulaştı. Seni ilk helikopterle önce Van’a, oradan da memleketine gönderip, cenaze namazına yetiştirmeye çalışacağız. Başın sağ olsun”. Mehmet ise karşılığını verdi, “dostlar sağ olsun”. Mehmet içeri döndüğünde Yusuf hemen anladı bir şey olduğunu, Yusuf sadece “ne oldu?” dedi, Mehmet ise sadece “dedem” diyebildi. Zaten fazla konuşmalarına gerek yoktu. Birbirini anlamak hiç zor değildi. Yusuf, Mehmet’e doğru vardı, sarıldı ve “yapılacak ne varsa ben hazırım” dedi. Mehmet’i biraz olsun rahatlatmaya yeten şey sözlerin kendisi değil, söylenirken verilen duyguydu.

Aç olsa da sana gelir, tok olsa da sana gelir
Ne derdin var hemen bilir, sözleriyle ilaç verir
Uzaklarda yalnız birdir, yanındayken senle bindir
Ne nefrettir ne de kindir, bir yoldaş, bir arkadaş var

Akşama kadar hiç konuşmadan birlikte oturdu iki arkadaş. Ertesi gün helikopterin gelmesi bekleniyordu. Sonra Mehmet dedesini son yolculuğuna uğurlamaya, memleketine gidecekti. Mehmet’in dedesini kendi dedesi gibi bilen Yusuf ise, gerekli izinler alınamadığı için Mehmet’e eşlik edemeyecekti. Yusuf derin bir nefes aldı. “Merak etme, yanında olmasam da yanındayım” dedi. Sözlerine tam devam edecekti ki, gecenin karanlığını yaran bir patlama sesi duyuldu. Herkes bu senaryoya hazırlıklıydı. Karakola geldikleri ilk günden itibaren saldırı esnasında ne yapılacağının eğitimi veriliyordu. Askerler hemen mazgallardan silahlarını aldı, karakolun içinden irtibat hendeklerine açılan kapıdan çıkarak, mevzilere dağıldı. Teröristler, aylardır hazırlığını yaptığı saldırıyı başlatmıştı. Önce roketlerle, ardından ise uçaksavar makineli tüfeklerle baskı altına almaya başladılar mevzileri. Mevzilerde herkes bekliyordu, Avni teğmen öyle öğretmişti çünkü. “Eğer teröristlerin yoğun ateşi varsa, ellerimizdeki silahların menzili dışındaysalar, bekleyin. Muhakkak bulunduğumuz yere sızmaya çalışan birileri vardır. Yerinizi belli etmeyin, boşuna mühimmat kullanmayın. Sızmaya çalışan birisi var mı diye dinleyin.” Mehmet ile Yusuf aynı mevzide, dinliyorlardı. O esnada terörist uçaksavarının rastgele açtığı ateş sonucu seken bir mermi, mevziide Yusuf’un kolunu sıyırdı. Mevziinin yerini belli etmemek için sesini çıkaramayan Yusuf, kolunda müthiş bir acı hissediyordu. Mehmet, Yusuf’a doğru yanaştı, zifiri karanlıkta yaranın boyutunu anlamaya çalıştı. Bu durumda yapabileceği tek şey vardı, sıhhiye ekibinden birinin müdahale etmesini sağlamak. O ardı arkası kesilmeyen ateşlerin içinde, usul usul sürünerek birkaç mevzi ilerdeki sıhhiyecilere ulaştı. Hemen üstünden geçen mermilere aldırmadan, sıhhiyeciyi de yanına alarak sürüne sürüne mevziiye döndü. Sıhhiye eri Murat, gece karanlığında Yusuf’un çok da ciddi olmayan yarasını sarmaya çalışırken, Mehmet dinlemeye devam ediyordu. Yakın mesafeden gelen sesler duymaya başladı. Muhtemelen iki kişi sürünerek yaklaşıyordu mevziiye doğru. Hücum yeleğinden el bombasını çıkardı, on - on beş metrede olduklarını tahmin ettiği teröristlere doğru fırlattı. Önce bir panik sesi duydular, hemen ardından patlama sesini. Sesler kesilmişti artık. İki teröristten geriye sadece yaktıkları canlar kalmıştı. Yavaş yavaş ateş sesleri azalmaya başladı ve sonra kesildi. Güvenlik için gün ağarana kadar mevzilerde kalan askerler, havanın aydınlanmasıyla karakolun içinde, Avni teğmenin yanında toplandı. Yoklama alındı ve Yusuf’un kolundaki sıyrık dışında hiçbir sıkıntı olmadığı anlaşıldı. Avni teğmen Yusuf’a “gece neler oldu?” diye sordu. Yusuf olanları detayıyla anlattı. Herkesin dikkatini çeke nokta ise, ne öldürülen iki terörist ne de Yusuf’un nasıl yaralandığıydı. Herkes o hengâmede sıhhiyecilere ulaşmak için sürünen Mehmet’e hayret etmişti. Durumu ne kadar hayati olmasa da, Mehmet’in Yusuf için canını hiçe sayması büyük bir kahramanlıktı. Aslına bakılacak olursa bu olay kahramanlıktan öte, arkadaşlıktı…

Senle yürür dönmez asla, satanlardan olmaz asla
Yağmur, çamur, karda, kışta, dostu için canla başla,
Hem savaşta hem barışta, ellerin hiç kalmaz boşta,
Sırtını sen ona yasla, bir yoldaş, bir arkadaş var

Dinlemek isteyen arkadaşlar için yazmış olduğum şiiri seslendirdim: https://vocaroo.com/i/s1PwmmreexXP

Bir önceki hikayemi okumak için: https://steemit.com/tr/@househusband/kisa-hikayeler-serisi-3-kisa-oeykueler-yarismasi-icin-doert-duvar

Sort:  

Üstad yine döktürmüşsün :) eline sağlık

Estağfurullah, teşekkür ederim :)

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by househusband from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Congratulations @househusband! You have completed the following achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :

Award for the number of posts published

Click on the badge to view your Board of Honor.
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

To support your work, I also upvoted your post!

Do not miss the last post from @steemitboard:
SteemitBoard World Cup Contest - Semi Finals - Day 1


Participate in the SteemitBoard World Cup Contest!
Collect World Cup badges and win free SBD
Support the Gold Sponsors of the contest: @good-karma and @lukestokes


Do you like SteemitBoard's project? Then Vote for its witness and get one more award!

Çok çok güzel olmuş. Hele ki şiir; muhteşem. Şiir etkinliğinde okumak istersen Discord kanalımızda yerimiz ve planımız hazır. Katılımcımız yok. :)

#tr başta olmak kaydıyla #edebiyat etiketini kullandığınız bu güzel paylaşımız için @edebiyat'tan upvote desteği aldınız.

#tr etiketinin daha hızlı gelişimi için giriştiğimiz bu projeye destek verip #tr ve #edebiyat etiketlerini bir arada kullandığınız için teşekkür ederim. Etikete yazılan edebi metin değeri taşıyan paylaşımlarınız ikinci hesabım olan @sahinadm tarafından da oylanmakla beraber #tryardim - #trliste ekibinin insiyatifine sunulacaktır.

Steemit Edebiyat Hareketimize katılarak edebi paylaşımlarımızı ve etkinliklerimizi yakından izleyebilir ve katılabilirsiniz.

Dilerseniz @edebiyat'ın kürasyon izine katılarak oylarımıza ortak olabilirsiniz.

Sizleri daha güçlü oylayabilmemiz için bu yorumu oylamak isteyebilirsiniz.

Sevgilerimle.

Teşekkür ederim, müsait bir zamanda discord kanalında bu konuyu görüşebiliriz :)

Merhaba.
Yazınız @edebiyat değerlendirmesi ile @trliste ve @tryardim tarafından oylanmıştır.
Sevgiler.

Teşekkür ederim :)

Congratulations @househusband! You have completed the following achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :

Award for the number of upvotes received

Click on the badge to view your Board of Honor.
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Do not miss the last post from @steemitboard:
SteemitBoard World Cup Contest - Semi Finals - Day 1


Participate in the SteemitBoard World Cup Contest!
Collect World Cup badges and win free SBD
Support the Gold Sponsors of the contest: @good-karma and @lukestokes


Do you like SteemitBoard's project? Then Vote for its witness and get one more award!


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.

Coin Marketplace

STEEM 0.26
TRX 0.11
JST 0.033
BTC 64383.21
ETH 3098.60
USDT 1.00
SBD 3.89