Nostalji - Mahalle Maçlarımız Ve Futbolcular

Source

Yüksek yüksek apartmanların biri biri ardınca sıralanmadığı yeşil alanların betona yenik düşmediği, bir iki katlı evlerde çocukluğunu geçirmiş ben gibi bir çok arkadaş bu yazıyı okuyunca mutlaka birçok anısı beyninde canlanacaktır. Mahalle maçları ile bir seri yapmayı düşündüm ama ne kadar devam edebilirim bu iş durumu ve yoğunluğuma bağlı olarak değişkenlik gösterecektir. Parça parça başlayacak olduğumda mahalle içinde tek tek turnuva düzenlerdik. Herke bir ülke olurdu tabiki o ülke olmasının nedeni sevdiği futbolcunun o ülkeye ait olmasından kaynaklanıyordu. O oyuncunun ismi ile maçta yer alırdı. Ben herkesin bildiği Rıdvan namı diğer Şeytan olurdum. Top ayağımıza geldi mi kendimden örnek vererek şu şekilde yüksek sesle konuşurduk top ayağımıza geldiğinde "Rıdvan topu aldı, Rıdddvvvaaan ilerliyor, Rıdvan vuruyor ve Goooolllll".

Bazen plastik toplarla maç yapardık. Bu toplar efsane bir şekilde havada kavis alırlardı. Yine benim yaşımdakiler bilir Fifa 2000 diye bir futbol oyunundaki gibi kavisleri rahat verebilirdiniz bu toplarla. Heleki rüzgarı karşınıza almışsanız şekilden şekile girebilir yön değiştirirdi bu plastik toplar. Cantona isimli futbolcu gibi gömleğimizin yakalarını havaya kaldırırdık. Bu sayede kendimizi daha güvende hissederek farklı çalımlar denerdik karşı tam üstünde. Bir nevi psikolojik baskı gibi.

Forma alabilen arkadaşlar formaları ile gelirdi mahalle maçlarına. Forma alamayanlar ya askılı atletleriyle yada beyaz bir atlet üzerine boya kalemi numara ve isim yazdıkları formaları ile gelirlerdi. Dar sokaklarda ise dükkanların kepenkleri kale olurdu. Ama dükkan sahibi kapadıktan sonra özellikle sanayi tipi bölgelerdeki evlerin altı hep tamirci dükkanı olurdu ve bizlerde dükkanın çerçevesini tam bir kale gibi kullanırdık. Bu kale konusunda şanslı olan kesimler için geçerliydi. Birde boş arsalarda yapılan maçlarda kalede direk yoktu onun yerine taş koyardık her iki köşeye ve bu taşlardan göğe doğru hayali direklerin olduğunu varsayardık. O kadar inanırdık ki o duruma top taşların üstünden geçtiği zaman goldü değildi tartışmasını direk varmış gibi santim santim ölçerek yapardık. Bu konuya son verirken eğer ki boş arsaya bakan evlerin camları varsa mutlaka demir parmaklıkları olur ve camı korurdu. O zamanlarda cam kırmak ve taktırmak maddi olarak sorun olduğu için sağolsun ev sahipleri hem kendini hem bizi düşünürdü.

Serime yukarıda dediğim gibi fırsat buldukça devam edeceğim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.