Bir kitap | Leylim Leylim #1

in #tr5 years ago

Yolum büyük alışveriş merkezlerine düştüğünde, kalabalık yığını ve keşmekeşin ortasında yapayalnız kalmışım gibi bir hisse kapılıyorum. O anlarda kendimi hemen bi kitapçıya atıyorum. O dinginlik, fonda çalan hafif müzik, kitap kokuları, raflar arasındaki kaybolmuşluk hissi; bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. Sanki sadece ben varmışım gibi dolaşıp kitaplara dokunuyorum. Kapak yazısını okuyup içine hızlıca göz gezdirirken, burnunuza gelen o kokuya âşık olmayan yoktur sanırım. 🙆‍♀️

İşte tıpkı böyle bir zamana rastlamıştı raftaki bu kitapla gözgöze gelmem. İlk dikkatimi çeken, el yazısıyla bezenmiş mektup şeklindeki kapağıydı. Sayfalarını çevirirken sanki iki kişinin arasında sonsuza dek sır olarak kalması gerekenlere kulak misafiri oluyormuş gibi mahcup hissettim kendimi; ama ilk sayfasını oracıkta okumaktan da kendimi alamadım. 🙆‍♀️

Tuhaf bir etkisi vardı, büyülü gibi bir şeydi sanki. Yanındaki bir kaç kitabı ve güzelim kartpostalları da alıp çıktım. Postacının elindeki mektubu kapıp okumaya koşanlar gibiydim adeta. :)
Hemen karşıdaki masaya oturup, başladım okumaya. Aslında hiç yaptığım bir şey değildir anında kitaba gömülmek; ama kendini okutturuyor denir ya hani işte öyle bir şeydi. 🙆‍♀️

gitmek,
gözlerinde gitmek sürgüne
yatmak,
gözlerinde yatmak zindanı
gözlerin hani?

Mektup, her ne kadar yazan ve yazılan arasında olsa da biz okuyuculara kapılarını sonuna kadar açıyor. Bu sayede biz de beklentisiz ve gönülden seven birinin hissiyâtıyla dolup taşıyoruz. Kalbinin derinliğindekini, söylediklerinden çok söyleyemediklerini anlıyorsunuz artık ve en acısı da buna rıza göstererek kabullenmişlik hissinin her sayfaya sirâyet etmesi.

Yaz bana Leyla, ne olur yaz..
Kalem tutan ellerine kurban olurum, yaz Ahmet kuluna iki satırcık..

Sessizlikte sadece kendi yankısını duymamak adına, sevdiğinden bir ses bir nefes bekliyor. Beklediği o ses gelmese de vazgeçmiyor anlatmaktan..
Bir bilinmezliğin ortasında yapayalnız kalmışken, belki de bir uçurumun kenarındaki tutunabileceği bir dal olarak görüyor onu.

İnsandan mahrum bir cehennem karanlığında nasıl da bulduk birbirimizi..

Leyla gece demekti, yapayalnız gecelerini aydınlatandı; lalikom'du 'benim dilsizciğim' diyerek seslendiği; bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın; uçan kuşum, akan suyumsun; üşürsen soğukları, hastaysan mikropları bana ilet dediği; sevgili, dost, arkadaş, yâr yerine koyup her satırında Leyla türküsünü söylediğiydi o..

içmek,
gözlerinde içmek, ay ışığını
varmak,
gözlerinde varmak, can tılsımına
gözlerin hani?

sıktıkça cellat kemendini
gözlerinde susmak, ustura gibi
gözlerin hani?


Hep güzel satırlar yoktur elbette. Dönemin siyasi olayları, hapisler, işkenceler, sürgün yılları, mahkeme diyalogları, şairler arasındaki haset ve kıskançlığın her türlüsüne dair bir şeyler buluruz içinde. Sevdiğimiz şairlerin kavgalarını ve laf dalaşlarını farklı dergilerde yayınlanan şiirlerle sürdürmelerini okumak hayli ilginçti. 🙅‍♀️

Bazı mektupların asıllarının da kitapta yer alması beni ziyâdesiyle memnun etti. El yazısının kıvrımlarına gömülüp okumaya çalışmak ve derkenarları anlayabilmek için kitabı sağa sola çevirmek eğlenceliydi. :)

5 Mayıs 1954'de Bismil'den gönderilen ilk mektup, 'leyla zalım leyla' diye başlayıp 'senin' diye bitiyor. Leyla dostluktan başka bir şey düşünmediğini defalarca dile getirirken; Ahmet Arif tam manasıyla körkütük âşık rolüne bürünse de 'ilk sen mağlup ettin beni' diyerek durumu kabullenmiş gibi görünüyor, sırf onu kaybetmemek için..

Sen ister dostum ol ister sevgilim, yeter ki hayatımda ol. Sen bana geldikçe sana ihtiyacım olacak. Senden başka hiçbir isteğim yok. Sana olan sevgim matematiğin değil, şiirin diliyle 'sonsuz'

Diyerek sadece yanında olduğunu hissetmek istediğini yazmış. Belki bizim de karşımıza çıkmış veya hikâyesini dinlemişizdir, belki de tam olarak böyle bir durumun içindeyizdir. Sevmek, sevdiğini mutlu görmektir; yanında kimin olduğu önemli değildir çoğu zaman. Öyle anlar olur ki ona her şeyiyle sahip olmak istenince, 'ya tamamen hayatımdan çıkıp giderse' diye korkarak dostluğuna razı olursun; tıpkı Ahmet Arif gibi..

Üzerinde çalıştığı hikâyesini melankolik bir sonla bitirdiğini; fakat Leyla'nın beğenmeyeceğinden korktuğunu söyleyip; 'umutlu mu, sevdalı mı, yoksa ağlamaklı mı olsun bana yol göster' diye sorduğu satırlarda belki de kendi sonlarını merak ediyordu.
'Sonumuz ne olacak?' dediği mektubuna gelen cevabı merak ediyorum. Aslında merak değil de sadece bilmek istiyorum, nasıl kayıtsız kalabildiğini bu denli?

En acısı da Leyla'nın bir başkasıyla evleneceğini söyledikten sonraki mektuplardır. Kitabı hem bir solukta okuyup bitirmek istiyor hem de hiç bitmesin diye günlere ve gecelere yayıyorsunuz.
Çünkü kitabın o şom ağızlı önsözünde ne olup bittiğini okumuşsunuzdur ve sizi neyin beklediğini bilir, o ânı geciktirmek istersiniz.
(Not: önsözlerden nefret ediyorum.🙍‍♀️)

Evleneceksin demek, herhal çocuğu sevdin? İnşallah mesut olursun canım ama müstakbel kocan bana yazdığına kızmayacak cinstendir inşallah. Yoksa seni kaybetmek, sesini duymamaktansa gebereyim daha iyi olur. Kocan, bir hazine bir cevâhir dünyası aldığının farkında mı acaba?

Bunları yazdığı mektubuna 'ben fakir bir şâirim, bunu düğün hediyesi say' diye not düşüp Suskun ismini verdiği şiiri; duymak isteyene ne de çok şey anlatır..
Mektuplarından biri de şöyle başlar:

Leylam merhametsiz ömrüm
Suskun, uzanmış, seni yaşıyorum.

Kaynak

* arkası yarın👧

Sort:  

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by sudefteri from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

This post has received a 18.25% upvote from thanks to: @sudefteri.
For more information, click here!!!!
Send minimum 0.010 SBD|STEEM to bid for votes.


Do you know, you can also earn daily passive income simply by delegating your Steem Power to @minnowhelper by clicking following links: 10SP, 100SP, 500SP, 1000SP or Another amount

Keyif alarak, etkilenerek okuduğun, izlediğin şeyleri çok iyi bir şekilde hakkını vererek ve incelikle anlatabiliyorsun. Yine dolu dolu yazmışsın tebrik ederim. 👏👏👏

okurken ve izlerken aldığım keyfi sözcüklere yüklemem, uzaktan bu şekilde fark ediliyorsa ne mutlu bana..👧
çok teşekkür ediyorum 💕


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here

teşekkür ederim.. 🙏

Ne yazık ki, insanlar ellerindeki hazinenin kiymetini çox zaman bilmiyorlar.

öğrendiklerinde de her şeye geç kalmış oluyor..

Merhaba. Yazınız C² ekibi değerlendirmesi ile Trliste kürasyon kuyruğu tarafından oylanmıştır. Sevgiler.

teşekkür ederim, sevgiler..👧

Coin Marketplace

STEEM 0.25
TRX 0.11
JST 0.032
BTC 62432.37
ETH 3003.22
USDT 1.00
SBD 3.78