Ha Jin

Ha Jin’in kısa öyküsü “Bulması Zor Bir Kaplan Savaşçısı”, Oxford Amerikan’ın Sonbahar 1998 sayısında, Jin’e yazma hayatıyla alakalı röportajından destek oldu. Jin, belki de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Flannery O’Connor'ı bir tesir olarak gösteriyor. Daha spesifik olarak, onu, yaşadığı hayat ile yazılanlar arasındaki uçurumun bir örneği olarak kullanır: O’Connor evine sık sık giren bir Güney Katolikti ve Jin Kültür Devrimi esnasında yetiştirilen bir Çinli muhacirdir. Bir yazar haline geldiğinde, Jin şöyle diyor: “Bu bir karışım: talih ve bu arada talihsizlik”. Bu izah, O’Connor’ın ve Jin’in birbiriyle çelişen temalarına hitap ediyor.

Mevcut meselesi sipariş edin veya buraya abone olun.

Oxford American, Güney’deki yazıların en iyisini yayınlamakla beraber Amerikan Güney’in karmaşıklığını ve canlılığını belgeleyen bir mecmuadır. Bu hikaye yayınlandığı sırada Atlanta'da yaşayan Jin, O’Connor’ın yapıtlarının Güney edebi ananesiyle ansızın fazla yoldan sohbete girdi. “Bir Kaplan Savaşçısı Bulması Zor” hikayesinin başlığı O’Connor'ı açıkça çağrıştırırken, hikayenin kendisi de saçmalıklarını, bu mizah kalitesini rahatsız edici bir kenara çekiyor. Kötü niyetli bir Çin propagandası filminin hikayesi, gerçek bir kaplanla gerçek vakitli olarak savaşabilecek bir adam beklentisi içinde iken, kameralar insan vaziyetinin evrenselliğini ortaya koyuyor: Tanınma, muvaffakiyet, ait olma arzuları. Ancak, Jin’in, bilhassa Güney’de sevilen ve yaşayan herkesin bildiği, içinde bulunduğu kültürel ideolojileri dezenfekte ettiği için, belirli ve güzel bir yer ile ilgili yazmaya olan ihtirası.

Kirkus Review, Jin'in “Red Fiction'daki Flannery O'Connor Ödülü'nü kazanan Kırmızı Bayrak” altında “Jin'in“ tamamiyle yabancı bir dünyayı daha önceki bir arkadaş kadar tanıdık gösterdiğini ”söyledi. Bu tanıdıklık 2019'da da aynı şekilde. 1998’de olduğu gibi ve hepimizin bildiği gibi, iyi arkadaşlar bulmak zor. Jin’in hikayesi tutmaya değer bir arkadaş.