Unutmayı Unutmak (öykü)

in #edebiyat6 years ago (edited)


 - Her shot bir itiraf tamam mı ?

- Tamam. Baksır giymeyi bıraktım.

- Böyle itiraf mı olur ya ?

- Kural koyduğunu hatırlamıyorum.

- Tamam sıra bende. Zaman gelir de benimle sadece basit cinsel ilişkiler için beraber olduğunu düşünürsen, bunu düşündüğün an beni bırak tamam mı ?

- Ee bu bir itiraf değil ki !

- Sorusal itiraf bu.

- Hiç duymadım.

- Kural koyduğunu hatırlamıyorum.

- Tamam o zaman harbi itiraf geliyor; eski sevgilimleyken günlük tuttuğum defterimi hâlâ saklıyorum.

.- Hâlâ seviyor musun ?

- Hayır !

- O zaman ne ?

- Bilmem… Bir köşede durduğunu bilmek hoşuma gidiyordur belki.

- Ne kadar oldu ayrılalı ?

- İki yılı geçti.

- Kimse olmadı mı ondan sonra ?

- Oldu da, öyle olmadı.

- Muhtemelen ben de "öyle olmayanlardan" olacağım değil mi ?

- Bunu bilemem.

    Shotu attı. Ama bu kez bir şey itiraf etmedi. Masanın bir noktasına uzun uzun bakıyordu. Düşünüyor gibiydi. Sigarama uzandım. Bir tane alıp dudaklarımın arasına koydum. Çakmağı elime aldım. Tam çakıyordum ki, bir şey diyecekmiş gibi gözlerini bana dikip kaşlarını bilgece çattı ve baş parmağıyla beni göstererek:

- O defteri neden hâlâ saklıyorsun biliyor musun ? Çünkü o kadar güzel yaşamışsınız ki, unutmak istemiyorsun. Çünkü bir daha o hisleri yaşayamayacağını ve artık o hisleri sana tekrar yaşatacak olanın sadece o defter olduğunu düşünüyorsun. Ama bilmediğin bir şey var. Kendine öylesine yüksek duvarlar inşa ediyorsun ki, ne sen karşındakini görebiliyorsun ne de o sana gerçek anlamda dokunabiliyor. Tırnaklarını geçirse de sırtına... Neyse... Boşver.

    Sigaramı yaktım. Haklı olduğunu fark ettim. Bu kadar haklı olması başımdan aşağı buz gibi soğuk sular dökülmesine sebep olmuştu. Sanki uyanmıştım. İlk dumanı çektim, ama üfleyemedim. Her kelimemde kesik kesik dudaklarımın arasından çıkıyordu.

- Benle de alâkası yok artık. O kadar beslemişim ki onu içimde, artık durdurmaya gücüm yetmiyor. Beni yendi. Alaycı bir ifadeyle; “İnsan kendine yenilir mi ?” dedi.

- Kontrolü kaybettiğinde tabii ki yenilir. Aşk da başlı başına savrukluk değil midir ? Kontrollü aşk, nasıl aşk olabilir ? Akıntıya kapıldığın zaman kollarını çırpmak beyhude çabadan başka nedir ki ? Yenilmekten kastım, duygusuzluk sardı her zerremi. Cesaretim yorgun. Biliyorum ki o artık yok, ama çarpışmadan kalan cam kırıkları içimi dağlamaya devam ediyor. Hayata, yeniden denemek için her tekrar başlayışımda anılarım yine çelme takıyor, yine yere çakılıyorum. Keşke mantığımızı öldürmeden sevebilsek birilerini. Keşke söküp alabilsek acılarımızı. Öylece, birden alabilsek.

    Sustu. Sustum. Sustuk. Söylediklerimi anlıyormuş ve durumuma üzülüyormuş gibi gözlerini kapatıp başını yavaşça aşağı ve yukarı salladı. Pes etmiş gibiydi. Bu konunun kapanması ve ortamın yumuşaması adına bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Aslında hiç gülümsemek istemiyorken, yüzüme yalancı bir gülümseme takıp;

- Hadi shotlar soğudu !

- ...

    Gülümsemem yavaşça kayboldu. Giderken çakmağını masada unutmuştu. Aradım, açmadı. Mesaj attım, "Sende kalsın, saklarsın belki !” yazdı. Beni, elimden bir şey gelmeyen bir konu hakkında suçlaması, zoruma gitmişti. Geri dönmesi için değil de, sırf zoruma giden bu durum için bir açıklama mesajı atmak istedim. Ama hiçbir şey değişmeyecekti. Zaten her defasında bir şeyler açıklamak zorunda kalmaktan sıkılmıştım. Son shotı da attım. Bu trajikomik durumumu düşünüp tebessüm ettim. Artık anılardan başka bir şeyin beni mutlu etmemesi, heyecanlandırmaması ya da hüzünlendirmemesi, üstünde oturduğum sandalyeden bir farkım olmadığını düşündürdü.

    Çıktım. Gece soğuktu. Işıkların orada bir çorbacı vardı.

- Usta, selamınaleyküm.

- Aleykümselam ağabeyim. Geç otur.

    Kelle paçanın mucidine methiyeler dizerek dükkandan çıktım. Yerlerde cam kırıkları vardı. Sağ tarafımda kör bir adam saz çalıp türkü söylüyordu. Beş adım ötede bir kadın polisle tartışıyor, sakinleştirilmeye çalışılıyordu. Soluma baktığımda köpeklerin iştahla çöpleri karıştırdığını gördüm. Devam ettim. Hava aydınlanıyordu, ama hâlâ çok soğuktu. Kahve kokularının çöp kokularını bastırmaya çalışması, temizlik görevlilerinin cam kırıklarını süpürmesi ve güneşin doğmasıyla beraber esnafın dükkanını açması belki de umutla ve yeni heyecanlarla başlanacak yeni bir günün işaretleriydi. Ortalığın sakinliğinden faydalanıp yerde ne varsa bulup yiyen kuşlar ve kuşların bir anlık dikkatsizliğini bekleyen kediler vardı. Bütün bu yaşam mücadelesi veren canlılar ilgimi çekti. Canlılardan ziyâde "yaşam mücadelesi" kavramı ilgimi çekti. "Mücadele" sözcüğünün kafamda artık hiç iyi bir şey çağrıştırmamasıyla birlikte yaşamın başlı başına bir mücadele hali olması zoruma gitmişti. Artık yavaş yavaş ayak uyduramadığımı fark ediyordum. Yürümeye devam edip evin yolunu tuttum. Ayaklarımda soğuk bir karıncalanma vardı. En son “o”nunla buluşmaya giderken böyle olmuştu. Midemdeki kelebekleri son bir kere daha uçurdum. Son bir kere daha terledi saç diplerim. Bu duyguları özlemiştim. Tebessümüm yanaklarıma ulaştı. Merdivenleri ikişer ikişer hızlıca çıktım. Anahtarı cebimden çıkarırken elimin titremesi onu düşürdü. Yerden aldım ve kapı girişine soktum. Çevirdim. Ayakkabılarımı çıkarmakla zaman kaybetmeden mutfağa girdim. Gözlerim boş beyaz duvara kilitlendi. “Seni kimsenin kirletmesine izin verme. ” dedim ve kemerimi yavaşça çıkardım. Bir sandalye çektim, ayağımı basıp üstüne çıktım. Bir şeyler yavaşladı, yıpranmış bir şeyler daha fazla dayanamayarak koptu içimde. Boş beyaz duvarda gölgemi aradı gözlerim, yoktu...


(kaynak: pinterest)

Sort:  

This is magical, terror and terrific.
Nice piece.

Thank you. Nice piece for nice reader :)

Congratulations @alihanay! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You made more than 10 comments. Your next target is to reach 50 comments.
You made more than 50 upvotes. Your next target is to reach 100 upvotes.

Click here to view your Board of Honor
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

To support your work, I also upvoted your post!

Do not miss the last post from @steemitboard:

Trick or Treat - Publish your scariest halloween story and win a new badge
SteemitBoard notifications improved

Support SteemitBoard's project! Vote for its witness and get one more award!

Boş beyaz duvarda gölgemi aradı gözlerim, yoktu.

böyle bitmesi üzücüydü:(
kaleminize sağlık..

Üzücü olup da, yine de yaşanan o kadar çok şey var ki... Teşekkür ederim

Congratulations @alihanay! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You received more than 250 upvotes. Your next target is to reach 500 upvotes.

Click here to view your Board of Honor
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Do not miss the last post from @steemitboard:

Be ready for the next contest!
Trick or Treat - Publish your scariest halloween story and win a new badge
SteemitBoard notifications improved

Support SteemitBoard's project! Vote for its witness and get one more award!


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.

Yeni gördüm bu yazıyı çok güzel olmuş ellerinize sağlık hocam.

Çok teşekkür ederim :)

Coin Marketplace

STEEM 0.28
TRX 0.13
JST 0.032
BTC 60947.53
ETH 2913.40
USDT 1.00
SBD 3.56