Kanser Nasıl Son Umutunuz Olabilir?
Bir kanser sürgününden kaç kere duydunuz ki, kanser onlar için salt bir nimettir - kılık değiştirmiş bir nimettir?
Kanserden iyileştiğinde, sahiden iyileşdiğin vakit, hayatın aynı olmayacak. Aslında, hayatınız tanıdığınız diğer insanlardan daha mesut olur.
Şayet kanser rehabilitasyonunuzdan sonra hayatınız çok daha mutlu değilse, o vakit daha kanserinizin iyileşmesiyle bitmez ve kanseriniz geri gelmek zorunda kalır.
İyileşmenin özelliği, sadece hala yaşıyor olmanız ve bu hayatı tecrübelemeniz gerçeğiyle aşırı hiddet hissidir.
Kanser teşhisi, hayatınızı dönüştürmek için kullanabileceğiniz hayatınızın şokudur. Kanser, “uyanman gerek!” Diyerek değişmeye başladığını söyleyen bir elçidir, yoksa can vereceksin.
Her uyandırma çağrısı bir nimettir!
Zihin-Beden-Ruh İrtibatı
İnsanlar her zaman zihin ve bedenin ayrı olmadığını anlamışlardır. Çağdaş tıp ikisini ayırdı. Tıp ders kitapları yalnızca biyolojik bir bakış açısına sahiptir ve tıbbi uygulama bu dar görüşü yansıtmaktadır:
“Biz yalnızca fiziksel semptomların her birine ayrı ayrı muamele ediyoruz - iltihaplanma için ilaçlar, ağrı için diğerleri, dokuları düzeltmek ve dolaşımı iyileştirmek için işlemler ve hareketliliği sağlamak için fizyoterapi. Hastanın psikolojik düzeyde acı çektiği şey bizim işimiz değil. ”
Ne kadar uzman doktorlar olursa, belirli vücut bölümleri ile ilgili o kadar çok şey bilirler, vücut bölümlerinin arkasındaki kişi hakkında ne kadar az şey bilirlerse. Yıllarca aynı hastayı rehabilitasyon ettikten sonra, bir doktor hastanın hudutları dışındaki hayatı hakkında cahil kalır.
Ivan Ilyich, “Tıp Hudutları” isimli kitabında yazdı: “Tıp bize şifa vermenin, acı çekmenin ve can vermenin manalı performansından söz etti, kimyevi çözümleme olarak bize çömlekçiliğin estetik değerini anlatıyor”.
Asırlar süresince bir hayli doktor duyguların hastalıkla alakalı olduğunu anlamıştı. Fikirleri ve içgörüleri “Medikal Bermuda İblis Üçgeni” nde kayboldu - İşte para getirmeyen her şeyin bastırıldığı yer.
Kanser Nedir?
Bu suali bir doktora sorarsanız, kanserin kontrolsüz bir şekilde üremeye başladıkları belli bir şekilde zarar görmüş bir grup hücre (DNA hasarı) olduğunu söyler ve nihayetinde kapı aralayan bir ura yol açar. tedavi edilmezse aşırı ağrı ve ölüm.
Çoğu kez, hastayı urun kendisinden ziyade öldüren acıdır. Ağrı kesiciler belli bir sınıra kadar yardımcı olabilirler, ancak daha sonra olabilecek en yüksek morfin dozunu almış olsanız dahi, ağrı çok zorlaşacaktır.
Kanserin Nedenleri
Kanser hücreleri neden zarar görüyor ve neden bağışıklık sistemi bu garip hücrelere karşı savaşmıyor?
En çok kabul edilen kuram, vücutta birikir ve bu hücre hasarına kapı aralayan kanserojen denilen toksik maddeler olduğudur.
Çoğu insan mesela güneşin cilt kanserinin, sigara içmenin akciğer kanserinin ve perhizsel kırmızı etin kolon kanserinin nedeni olduğuna inanır.
İrsiyetin da kansere kapı aralayan bir etken olduğuna inanılmaktadır.
Duygular ve Kanser
Peki ya duygular?
Ancak yakın vakitte tıp, stresin kanser de dahil olmak üzere bir hayli hastalıkta bir etken olabileceğini kabul etmeye başlamıştır.
Stres nedir? Yapacak çok şeyin olduğunda mı? Yoksa imtihanlarınızdan kaygı duyduğunuzda mı?
Tıbbın net bir stres tanımı yoktur.
Stresi ölçmenin tek uygun yolu, ürettiğiniz ter miktarıdır.
Ne kadar stresli olursanız terleme eğiliminiz o kadar fazla olur. Bunun nedeni, vücudun stres altında daha sıcak olması - aksiyona hazırlık - kavga et veyahut uçuş için hazırlanıyor olmasıdır.
Tıp orada durdu. Duyguların nasıl serbest bırakılacağı ile ilgili bilinen hiçbir şey yok. Psikolojinin konusu olduğunu ve hepsinin aklında olduğunu söylüyorlar.