Bilimkurgu Öyküsü - Gökteki Ayna - Bölüm 1

in #tr5 years ago (edited)

image.png

Güverte reisi Suat alı al moru mor bir halde kaptanın kamarasına dalarak “Uyan Yunus Kaptan, yukarıda bizim gemiden bir tane daha peyda oldu” dedi.

Önceki gece rakıyı fazla kaçırmış olan kaptan güçlükle açtığı gözlerini Suat’a dikerek “Sen namaza mı kalktın? Semih nerede?” diye sordu.

“Gemi havada ters duruyor. Allah’ım bizi afetinden koru.” dedi Suat Reis.

Yunus Kaptan dirseklerinden güç alıp yatağından doğrularak “İçmeyin şu zıkkımı diyorum kaç seferdir. Bari sen yapma reis” dedi.

“Ekmek Kur’an çarpsın bir şey içmedim. Sanki biri göğe ayna koymuş. Gel kendin bak istersen.”

“Semih de gördü mü?”

“Gökte geminin aynısını görünce feleğim şaştı, ikinci kaptana gitmek aklıma gelmedi.”

Yunus Kaptan terliklerini ayaklarına geçirdi, eşofmanının üzerini bulup çabucak giydi ve ayağa kalktı. Akşamdan kalma olduğu için dengesini zor sağlıyor, başı çatlayacakmış gibi ağrıyordu. Beraberce kamaradan çıktılar, iki yanında tırabzanlar olan dar koridordan geçip demir merdivenleri tırmandılar ve üst güverteye çıktılar.

Dışarıda hava yeni ağarıyordu ve yukarıda gerçekten geminin aynısından bir tane daha vardı. Güverte Reisi Suat’ın söylediği gibi gökte baş aşağı duruyordu. Tepeden birileri geminin üzerinde dev bir ayna tutuyor gibiydi. Kaptan yukarıda geminin yanı sıra iki yandan akıp giden okyanusu da görüyordu. Yunus Kaptan bir an yukarıdaki okyanus sularının üzerlerine boşalmasından korktu, şaşkınlıkla gözlerini ovuşturdu ve değişen bir şey olmadığını gördü.

Personelin moralini yüksek tutmayı her şeyden fazla önemsediğinden “Telaş edecek bir şey yok. Bu oyunu bize yapanlar korksun. Ben adamın ciğerini sökerim” dedi Yunus Kaptan.

Bu sırada ikinci kaptan Semih de yanlarına gelmiş ve yukarıdaki ikinci şilebi görmüştü. Köprü üstü nöbeti sırasında vuku bulan olayın kaptana kendisi yerine güverte reisi tarafından rapor edilmesinin ezikliğini hissediyordu.

Yunus Kaptan Semih’e dönüp “Ne diyorsun bu işe Semih? Bu gemi tepemize ne zaman indi?” diye sordu.

“Valla bence bir anda belirmiş. Bizim oğlanın ödeviyle ilgili bir şey sormuştu hanım. Yazışmamız iki dakika ya sürdü ya sürmedi.”

Yunus Kaptan Semih’in gece boyunca sevgilileriyle yazıştığını tahmin ediyordu, işi ileriye götürüp sanal seks yapmış bile olabilirlerdi; yine de önlerinde ilgilenmeleri gereken acil bir mesele olduğu için üstelemedi.

“Tepemize Birleşmiş Milletlerin altı aynalı kontrol uçağı yanaşmış. Tarayıcılarla kimyasal silah taşıyıp taşımadığımızı kontrol ediyorlar. Tayfalar sakin olsun ve işlerini aksatmasınlar. Dedikodu istemiyorum. Birkaç saat sonra işleri bitince ayrılırlar” dedi Yunus Kaptan.

Kaptanın bu sözleri Güverte Reisi Suat ve İkinci Kaptan Semih’i şaşırtmıştı, söylediğinin doğru olduğunu varsayarak bir kaptana bir yukarıdaki aynaya bakıyorlardı.

“Aval aval bakınmayın öyle, Suat sen alt güverteye gidip tayfalara durumu izah et. Baş tarafa, iskele ve sancak taraflarına ve alt ambarların girişine nöbetçi dikin. Sakın kaytarmasınlar, yakalarsam ciğerlerini sökerim. Biz kaptan köşkünde durumu değerlendireceğiz. Semih sen de gidip baş makinist Emre’yi uyandır. Derhal yukarıya gelsin. Başım çatlayacak gibi ağrıyor, aşçıbaşı yukarıya bir ağrı kesici getirsin, daha yüzümü yıkayamadım, başımıza gelene bak”.

Kaptan köşküne doğru yürürken Yunus tepedeki şeyin ne olabileceğini düşünüyor ve aklına bu işin Çin istihbarat servisinin bir operasyonu olduğu dışında bir olasılık gelmiyordu. Yardımcılarının tayfaların telaşlanmaması için uydurduğu yalana inanmasını garipsemişti. Hadi güverte reisi okumamış adamdı ama ikinci kaptan Semih’in de inanması tam bir skandaldı.

Kaptan köşküne çıktığında geminin telefonlarının çalışmadığını fark etti. Uydu üzerinden aldıkları internet de kesilmişti. Aynanın ardındakilerin güçlü sinyal karıştırıcılara sahip olduğunu tahmin ediyordu. Kalkıp sıkıntıyla dümenin yanına doğru yürüdü, sehpadan dürbünü alıp yukarıya baktı. Yukarıdaki geminin kaptan köşkünde bir kopyasının dürbünle kendisine bakmakta olduğunu görünce ürperdi. Gözlerini dürbünden ayırmadan kafasını hafifçe sağa sola salladı. Yukarıdaki benzeri de aynı hareketi yaptı. Telaşa mahal yok, arada ayna var, niyetleri bizi şaşırtmak diye düşündü.

Beş dakika sonra baş makinist Emre ve ikinci kaptan Semih’le birlikte masanın çevresine oturmuş, başlarına ne geldiğini tahmin etmeye çalışıyorlardı. Geminin yöneticilerinin hizmetini de gören aşçıbaşının getirdiği ağrı kesiciyi yuttu ve “Böyle bir şerefsizliği kim yapar Emre?” diye sordu. Zeki ve ağırbaşlı bir adam olan baş makinist kaptanın gemide en çok güvendiği kişiydi.

“Yukarıya bir işaret fişeği gönderelim, eğer çarparsa tepede gerçekten bir ayna olduğunu anlarız, çünkü nasıl oluyorsa üzerimize gölge düşmüyor” dedi Emre.

Semih yüzünü ekşiterek “Fişeğin o yüksekliğe çıkıp çıkmayacağı şüpheli” dedi.

Kaptan nöbet sırasında kaytaran Semih’in Emre’nin fikrine burum kıvırmasına öfkelenmişti. Belindeki Smith Wesson marka tabancayı çekip “Fişek yetişmezse bununla ateş ederim” dedi, başı hâlâ çatlayacakmış gibi ağrıyordu.

Üst güvertede önce işaret fişeğini ve ardından kaptanın beylik silahını ateşlediler. Hava artık iyice aydınlanmış olduğundan mermilerin nereye gittiğini anlayamadılar, dolayısıyla bu denemeler kafalarını daha fazla karıştırmaktan başka bir işe yaramadı.

Kaptan aklındaki olasılıkları çalışma arkadaşlarıyla paylaşamamanın sıkıntısını yaşıyordu. Milli İstihbarat Teşkilatı için çalışmaya başlayalı yirmi yıl olmuştu ve durumunu yine bir teşkilat üyesi olan patronu dışında kimse bilmiyordu.

Baş makinist Emre artık uyku mahmurluğunu üzerinden atmıştı. “Acaba bu ayna tepemize tam olarak ne zaman ve nasıl indi? Bütün dünyayı mı sarıyor, yoksa sadece bizim tepemizde mi duruyor? Bunu buraya gönderenlerin amacı ne?” diye sordu.

“Radarda görünmüyor bir kere, o net. Kamera görüntülerini kontrol edelim. Yukarı bakan kamera yok ama herhalde uygun açılı olan bir tane bulursunuz. 10 dakika sonra kaptan köşkünde buluşuruz. Ahmet’e söyleyin çayımızı, kahvaltımızı daha fazla geciktirmesin, karnım aç olunca kafam çalışmıyor” dedi kaptan.

“Demir cevheriyle kimin ne işi olur ki? Saçma sapan bir durum” dedi Emre.

Emre gemide demir cevherinin yanı sıra nadir bulunan Tülyum, Terbiyum ve Seriyum elementlerini taşıdıklarını bilmiyordu. Savunma sanayinde kullanılan bu elementler son dönemde ABD-Çin rekabetinin kilit taşı konumuna gelmişti. Türkiye Çin’in ABD’ye bu konuda uygulamaya çalıştığı ambargoyu gizlice delerken hem ticari kazanç sağlıyor hem de yeniden batı bloğuna yaklaşmaya çalışıyordu. Kaptan Yunus Çin Halk Cumhuriyeti İstihbarat Servisinin bir operasyonuyla karşı karşıya olduklarına inanıyordu. 2020’li yıllarda kimsenin hakkında ismi dahil hiçbir şey bilmediği bu gizli örgüte ilişkin pek çok efsane üretilmişti. Çin tarafından geliştirilmiş fizik kurallarına meydan okuyan teknolojilerden söz ediliyordu, ancak bu teknolojilerin içeriği konusunda kimsenin fikri yoktu.

Görsel Kaynağı: https://unsplash.com/photos/-subrrYxv8A

Sort:  

yeni öykümüz hayırlı olsun:)
merak uyandırdı bakalım nasıl devam edecek:)

Harika bir öyküye daha başlıyoruz. Aşırı merak uyandıran bir ilk bölüm olmuş. Her şeyiyle beğendim, çok beğendim.Emeklerine sağlık hocam.

Teşekkür ederim. Şimdi sıra devamını yazmaya geldi :)

Merhaba @bilimkurgu
Yazınız @edebiyat ve Hoş Geldin Ekibi tarafından incelenerek haftanın öne çıkan yazıları arasına seçilmiştir.

İnceleme yazımızı görmek için tıklayabilirsiniz: Öne Çıkan Edebiyat Etiketi Yazıları #10. Teşekkür ederiz.

Tebrikler! Yazınız Trproje discord sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @trproje hesabından oy almıştır.

Trproje küratör ve projelerin önerdikleri Türkçe yazıları desteklemeye devam ediyor. Proje ekibi tarafından seçilen yazılar ayrıca edebiyat, gezi, trliste, hosgeldin ve C² küratörlerine oy için önerilmektedir.


Siz de beğendiğiniz yazıları oylama için önermek isterseniz Trproje discord sunucusuna buradan ulaşabilirsiniz.

Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır. @c-squared hesabı topluluk witness'ı olarak faaliyet göstermektedir. Projemizi desteklemek isterseniz bize buradan witness oyunuzu verebilirsiniz.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here

Coin Marketplace

STEEM 0.28
TRX 0.13
JST 0.032
BTC 60725.43
ETH 2900.91
USDT 1.00
SBD 3.59