YALNIZLIK

Resim Kaynak
Yalnızlık nedir?
Ünlü bir yönetmenden Tarkovsky’den alıntı yapalım,

Yalnız olmayı öğrenmelerini, ve kendi başlarına zaman geçirmelerini tavsiye ederim. Çünkü yalnız hissetmemek için sürekli başkalarıyla beraber olma arzusu bence çok talihsiz bir gösterge.

Bu açıdan bakınca yalnızlığın aslında gayet faydalı olabileceğini ve yaratıcı sürece de fayda sağlayacağını görebiliyoruz.

Yani diyor ki; Çılgın kalabalıklardan uzakta, söyle olmakta fayda var.

Örneğin bir grup kavga ederken, hiç bir şey olmamış gibi onları büyük bir zevk ile izlemek.

Peki günümüzde yalnızlara ne gözle bakılıyor?

Bir kere yalnızlar, gittikleri her yerin yabancısıdır.

Örneğin, otelde mi kalacaksın, tek kişilik oda kalmamıştır çift kişilik de kalmak zorunda kalırsın.

Bir kafede yalnız kişi ile ilgilenmekten sen kalabalık gruplar ile ilgilenmek ister.

Herkesin başına gelmiştir değil mi? Kalabalık bir yerde tek başına otururken birilerinin gelip,
‘’Pardon boş mu sandalye, ‘’Gelecek birisi var mı?’’, ‘’Alabilir miyim bunu?’’ birkaç dakika içerisinde bütün boş koltukları çekip alırlar,

Kısacası nereye tek başına gidersen git, vebalı gibi muamele görürsün. İnsanlar, yalnızları yadırgarken etraftaki gürültülü kalabalıkları normal karşılıyorlar. Hep böyle bir baskı hissedince insan düşünmeye başlıyor tabi.
Yoksan ben hasta birimiyim?

Oysa yalnızlık güzeldir.

Pisagor demiş ki; Kendisi ile yalnız kalamayan insan, başkalarıyla da bütünleşemez.

Peki böyle bir çağda, gerçekten yalnız olabilmek mümkün müdür yoksa bu sadece romantik bir tutku olarak mı kalacaktır?

Gelişen teknoloji bizi daha sosyal insanlar haline mi getirdi yoksa daha da mı yalnızlaştırdı?

Yapılan araştırmalara göre insanlar günde ortalama 150 defa telefona bakıyormuş. Artık her yerde başları önünde zombi gibi dolaşan insanlar görmeye başladık. ( Benim için de söylene bilir )

Telefon, televizyon yada internet bağımlılığımız fena bir halde. Telefonlarımız akıllı ama biz gitgide beyinsizleşiyoruz. Hız görsel üstüne üstüne kurulu bir çağdayız. Kimse, bir cümleden fazlasını okumak istemiyor artık. Süreli konuşuyoruz ama dinlemiyoruz, soru sormuyoruz. Artık okumak yerine zaplıyor, retweetliyor, check-in yapıyoruz, tüketiyoruz.

Kendimizi tüketiyoruz, doğal kaynaklarımızı tüketiyoruz ve en önemlisi birbirimizi tüketiyoruz.

Tükettiğimiz onca şeyin yerine başka bir şey koymuyoruz.

Bunca olaylara rağmen yalnızlık iyidir, güzeldir. Bunda utanılacak bir şey yok.

Gelelim yalnızlıkla ilgili yazılmış kitaplara,

İlk önerim, İnto The Wild Filmi de bir hayli meşhur; Film, Yabana Doğru
Yazar; Jon Krakauer
İkinci önerim, Buzda Yürüyüş
Yazar: Werner Herzog
Üçüncü önerim, Çürümenin Kitabı
Yazar: Emil Cioran