My Favorite Sci-fi Books (English/Turkish)

I'm not the kind of person who started reading science fiction books since the early ages. After witnessing the rapid development of technology in my working life, I was curious about scientific advancements and their consequences. Until then I had read mostly mainstream literature books.

Shortly after I began to deal with science fiction, I discovered the rich content of science fiction literature. But I had a problem: I didn't have time to read sci-fi books. I was working full time at a bank, and I was spending my free time partly to take care of children and partly to write books. That's why I learned science fiction through movies. Still, of course, I did not neglect to read the classics of the sci-fi genre.

Although I am an engineer, I have been more interested in the works of science fiction that have focused on social issues. I prefer the work dealing with politics, sociology, and psychology, and I try to write things in this context. I have felt closer to the works of writers such as George Orwell, Philip K. Dick, Ursula K. LeGuin, and Stanislaw Lem. Because I am from the mainstream literary origin, the style is important to me, and in this context, I did not like the works of some of the authors of hard sci-fi.

I'd like to get on my favorite sci-fi book list without further ado.

Solaris - Stanislaw Lem

I'd say it's the best sci-fi novel I've ever read. The book, published in 1962, tells the story of scientists who are investigating the gigantic ocean of the planet called Solaris. Lem portrayed the environment so beautifully, and so convincingly described the history of the planet that it is impossible to admire. The book was filmed by Tarkovsky in 1972. If you can tolerate heavy-paced movies, I recommend you also watch the movie.

Brave New World- Aldous Huxley

In this work, which can be regarded as a utopia as well as a dystopia, Huxley makes a firm critique of both capitalism and communism. It allows us to think of the hierarchical structure that exists implicitly in the world. Although Brave New World was written 17 years ago, it is on the same shelf with Nineteen Eighty-Four in my mind.

Nineteen Eighty-Four - George Orwell

In the book where authoritarianism is heavily criticized, the masses are not comforted and intimidated as they are in the Brave New World. The book, published in 1949, is expressed as a critique of Stalinism, but it is not only communism that is criticized, but also intense criticism of capitalism included in the book. If the book is to be classified, it can be said that it is a book that glorifies anarchist ideas.

A Clockwork Orange - Anthony Burgess

It's a piece of work I can't decide whether I like its movie or novel much more. It's a gripping novel with a fluent narrative. The main character is a gang leader who likes to listen to Beethoven. Although he is not doing things to be approved, we follow his hymn with curiosity. The book contains important depictions of the human soul.

The Left Hand Of Darkness - Ursula K. LeGuin

Winning the two most important awards of science fiction, Hugo and Nebula, The Left Hand Of Darkness which soon became one of the classics of its genre, goes on a planet called Winter. All inhabitants of this planet are double-sexed. People become male or female according to their current hormonal conditions at a certain period of the year. An intriguing tale on a distant planet that is followed by a great adventure is described in the book.

Tribes Of The Alpha Moon - Philip K. Dick

It's a mythical book that shows how Philip K. Dick expands the boundaries of science fiction by using psychology. In the book, the third satellite of the Alpha system was used as a mental health hospital where Earth patients remained for many years. In the battle between the Alpha Empire and the world, patients take control of the satellite and establish their own societies. It was great to witness the members of this crazy society lived as tribes of depression, schizophrenia, paranoia, and other mental disorders.

Hard To Be a God - Arkady and Boris Strugatsky

Hard To Be a God is an extraordinary book of science fiction. Humanity has sent observers to a planet that is the same as Earth, where humans cannot go beyond the dark ages. The main purpose of these observers is to record the dark ages of humanity in every detail. The Strugatsky Brothers offer vivid descriptions that address five senses of the reader in the book. The novel shows how difficult is to "light up" the people.

Thanks for reading.

Image Source: https://unsplash.com/photos/txQT60OPSwA

En Sevdiğim Bilimkurgu Kitapları

Bilimkurgu okumaya erken yaşlarda başlayan biri değilim, bilimkurguya çalışma hayatımda teknolojinin ne kadar hızlı geliştiğine tanık olduktan sonra merak saldım. O zamana dek ağırlıklı olarak ana akım edebiyat eserlerini okumuş ve şimdi dönüp baktığımda pek beğenmediğim birkaç roman denemesi yapmıştım.

Bilimkurguyla ilgilenmeye başladıktan kısa bir süre sonra bilimkurgu edebiyatının zengin içeriğini keşfettim. Ancak bir sorunum vardı: Bilmkurgu kitaplarını okuyacak vaktim yoktu. Bankada tam zamanlı olarak çalışıyordum ve boş zamanlarımı kısmen çocuklarla ilgilenmeye, kısmen de kitap yazmaya ayırıyordum. O nedenle bilimkurguyu filmler üzerinden tanıdığımı söyleyebilirim. Yine de elbette bu arada bilimkurgu türünün klasiklerini okumayı ihmal etmedim.

Mühendis olmama rağmen başından bu yana sosyal meselelere eğilen bilimkurgu eserlerine daha fazla ilgi duydum. Politika, toplumbilim ve psikolojinin öne çıktığı eserlerini tercih ediyor ve bu minvalde şeyler yazmaya çalışıyorum. Bu bağlamda kendimi öteden beri George Orwell, Philip K. Dick, Urgula K. Leguin ve Stanislaw Lem gibi yazarların eserlerine daha yakın hissettim. Ana akım edebiyat kökenli olduğum için üslup da benim için önem taşıyor, bu bağlamda bilimkurgunun bazı yazarlarının eserlerini bir türlü sevemedim.

Lafı daha fazla uzatmadan kitap listeme geçmek istiyorum.

Stanislaw Lem - Solaris

Bugüne dek okuduğum bilimkurgu romanları arasında en iyisi olduğunu söyleyebilirim. 1962 yılında yayınlanmış olan kitapta Solaris isimli gezegenin devasa okyanusu üzerinde araştırmalar yapan bilim insanları konu alınıyor. Lem ortamı öyle güzel tasvir etmiş, gezegenin ve okyanusunun tarihçesini öylesine inandırıcı bir biçimde anlatmış ki hayran olmamak mümkün değil. Kitap Tarkovski tarafından 1972 yılında filme alınmıştı. Ağır tempolu filmlere tahammülünüz varsa filmi de izlemenizi tavsiye ederim.

Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley

Bir bakış açısına göre ütopya diğer bir bakış açısına göre distopya sayılacabilecek bu eserde Huxley hem kapitalizmin, hem de komünizmin sıkı bir eleştirisini yapıyor. Dünyada örtük bir biçimde var olan hiyerarşik yapıyı, kitle uyuşturma yöntemlerini açığa çıkararak düşünmemizi sağlıyor. Cesur Yeni Dünya ondan 17 yıl önce yazılmış olsa da zihnimde 1984'le birlikte aynı rafta yer alıyor.

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört - George Orwell

Otoriterliğin yoğun olarak eleştirildiği kitapta kitleler Cesur Yeni Dünya'daki gibi avutulmuyor, korkutulup sindiriliyor. 1949 yılında yayınlanan kitapta Stalinizm eleştirisi yapıldığı ifade edilir ama eleştirilen sadece komünizm değildir, kitapta kapitalizme de yoğun eleştiriler yöneltilir. Kitaba ille bir politik yafta yapıştırılacaksa anarşist fikirleri yücelten bir kitap olduğu söylenebilir.

Otomatik Portakal - Anthony Burgess

Filmini mi romanını mı daha çok sevdiğime bir türlü karar veremediğim bir eser. Yine bir anti-ütopya. Akıcı bir anlatımı olan sürükleyici bir romandır. Beethoven dinlemeyi seven çete lideri roman kahramanı tasvip edilecek işler yapmıyor olsa da hikayasini merakla takip ederiz. İnsan ruhunun zor çözümlenen hallerine dair önemli tasvirler içerir kitap.

Karanlığın Sol Eli - Ursula K. Leguin

Bilimkurgu”nun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula’yı kazanarak kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren Karanlığın Sol Eli, Kış adlı bir gezegende geçer. Bu gezegenin tüm sakinleri çift cinsiyetlidir. Kişiler yılın belli bir döneminde o anki hormonal durumlarına göre erkek ya da kadın olurlar. Uzak bir gezegende geçen ilginç bir masal, büyük bir maceranın izinin sürüldüğü destansı bir hikayedir kitapta anlatılan.

Alfa Ayının Kabileleri - Philip K. Dick

Philip K. Dick'in bilimkurgunun sınırlarını sosyal bilimlerden olan psikolojiyi kullanarak nasıl genişlettiğini gösteren efsane bir kitap. Kitapta, Alfa sisteminin üçüncü uydusu yıllarca Dünyalı hastaların kaldığı bir akıl hastalıkları hastanesi olarak kullanılmıştır. Alfa İmparatorluğu ve Dünya arasındaki savaşta, hastalar uydunun kontrolü ele geçirir ve kendi toplumlarını kurarlar. Depresifler, şizofrenler, paranoyaklar, manikler ve diğer akıl hastalarının kabileler halinde yaşadığı bu çılgın toplumun üyelerini tanımak bana büyük keyif vermişti.

Tanrı Olmak Zor İş - Arkady ve Boris Strugatsky

Tanrı Olmak Zor İş sıradışı bir bilimkurgu kitabı. İnsanlık, Dünya’nın tıpatıp aynısı olan, üzerindeki insanların karanlık çağdan öteye gidemediği bir gezegene gözlemciler göndermiştir. Bu gezegenin gidişatına müdahale etmelerine hiçbir şekilde izin verilmeyen bu gözlemcilerin asıl amacı insanlığın karanlık çağını her ayrıntısıyla kayıt altına almaktır. Strugatsky kardeşler kitapta insanın beş duyusuna da hitap eden öylesine canlı tasvirler sunuyorlar ki romanı adeta yaşıyorsunuz. Roman halkı "aydınlatmak" isteyen aydınların işinin ne kadar zor olduğunu gözler önüne seriyor.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.