TAVSİYE ETMEDİĞİM BİR KİTAP

TAVSİYE ETMEDİĞİM BİR KİTAP

"Hayatımın en derin zamanlarını yaşıyorum. Gözlerimin en iyi gördüğü zamanlar. Ellerimin en iyi tuttuğu, kulaklarımın en iyi duyduğu zamanlar. Bacaklarımın en güçlü olduğu zamanları yaşıyorum. Hayatımın en derin zamanlarını yaşıyorum. Böylece en derinden hissediyorum acıları. Sanma ki beraberinde mutlulukları, şenlikleri, huzuru filan da en derinden yaşıyorum. Sadece acı. Etrafımda beni mutlu edebilecek hiçbir şey göremiyorum. Şu kuşlar, her sabah bu saatte böyle ötüyor. Bu rüzgârı ben de şu ağaçlar gibi her sabah hissediyorum. Ancak geçen günlerin hiçbir anında ne kuşlar kadar ne de ağaçlar kadar mutlu olabiliyorum. Şimdi sen başını böyle eğmiş ne söylemek istediğimi anlamaya çalışıyorsun ya, elindeki o iğrenç kitabı yırtıp atmamışsın ya, işte seni bu yüzden seviyorum; fakat bu sevgi bile beni hiçbir zaman mutlu etmedi. Ben artık kocaman bir boşluğum, Mehmet! Bu söylediklerim şu kısacık ömrümde yaşadıklarımın yankısıdır. Boşluğumda yankılanan acılarımdır bu duydukların. O kitaptaki şiirler aklımın ve hislerimin durduğu anlarda yazıldı."

Mehmet: ‘’Ama ben hiçbir şey anlamadım ki bu şiirlerden.’’ diyerek araya girdi.

Mustafa: ‘’Anlayamazsın. Anlama. İçinden anlaşılmaz sesler yankılanan bir kanyonum ben. Neyimi anlayacaksın?’’

Mustafa'nın söz ettiği kitap, tek nüshası olan mukavvadan yapılmış sallapati bir kapaktan oluşan ve içinde saçma sapan onlarca şiirin olduğu bir kitaptı. Tanrının hiçbir zaman kendisine yardım etmediğini ve etmeyeceğini düşünen sangı Mustafa kitabındaki şiirlerinde hayal ürünü olmakla beraber aşırı gerçekçi cinayet sahneleri betimlemişti. Yaşadığı tüm olumsuz olayları kitabına yansıtmadan edemeyen Mustafa'nın kitabında tüm akrabalarını ve arkadaşlarını, nihayetinde annesini ve en son ise elinde Mustafa'nın okuması için verdiği kitabı incelerken dehşete düştüğü için sabahın erken saatlerinde merak edip evine gelen en yakın arkadaşı Mehmet'i de insafsız öldürmesinden söz ediyordu.

Evet kitabındaki kurguyu gerçeğe dönüştürmeyi başaran Mehmet, nihayetinde yardıma koşan en yakın arkadaşını da öldürdükten sonra mahalledeki bir telefon direğine asmayı düşünecek kadar gözü dönmüş betimlemelerle kitabına da kendi hayatına da son verdi.

Kitap gerçek bir kitaptır. Karakterler gerçek; fakat olaylar hayal ürünü olmakla birlikte gerçekleştirilmesi çok içten istenen olaylardır. Romanın yazarı Mustafa da hayal ürünü bir gençtir. Mustafa'nın yazmaya devam ettiği bu kitap henüz bitirilmemiş bir psikolojik gerilim romanıdır. Romanda aynı zamanda kendi yazdığı şiir kitabından da söz etmektedir.

Genç bir lise öğrencisinin sosyal baskılar sebebiyle günaha nasıl teşvik edildiğini olağanüstü ruh çözümlemeleri ile anlatmaktadır.

Bulmanız mümkün görünmüyor; ama olur da kitap basılırsa okunmasını kesinlikle tavsiye etmiyorum!

Sevgiler.

Daha iyisi bulunana kadar kitabın kapak fotoğrafı bu görsel olarak gösteriliyor.