İçimizdeki Çocuk

in #tr5 years ago (edited)

cocukveejder.jpeg


Uyumadan önce balkonda bir sigara içecekti. Hava soğuktu ama prensip gereği evin içerisinde sigara içmezdi. Üzerine kalın bir şeyler aldı ve balkona geçti. Hava şiddetli ayaz soğuğunu barındırıyordu. Bir an vazgeçmek istese de, iki nefes dahi olsa sigarasını içip öyle geçmeye karar verdi. Elleri titreye titreye yaktı sigarayı.

Daha ilk nefesi çekmişti; gökyüzünden şimşekler toprağı yakaladı, sert bir rüzgâr esti ve gök kükredi. Hemen içeri kaçarak, sıcacık yatağına girebilmek için söndürdü sigarayı. Balkon kapısına doğru yöneldiğinde kapı kapanmıştı ve açılmıyordu. Evde kendisinden başka kimse yoktu hâlbuki. Rüzgârla çarpan kapının sıkıştığını düşünerek omuzuyla zorladı kapıyı ama hareket ettiremedi. Birdenbire arkadan gelen büyük bir su kütlesiyle sırılsıklam olmuştu. Arkasını döndüğünde, suyun kaynağının balkonun dışında havada duran bir ejderha olduğunu anlaması ve çığlık atması bir oldu.

Çığlığı göklerin sesine karışmıştı. Korkunun ve soğuğun verdiği titremenin bileşiminde, gerisin geriye kapıya yapışmış ve kapıyı zorlamaya devam ediyordu.
Karşısında duran ejderhanın buz mavisi gözleri tam da üzerine konuşlanmıştı ve bu bakışlar onun kısa bir süre içerisinde paralize olma sebebiydi.

Yere düşmüş ve hareket edemiyordu. Ejderha kuyruğunu salladı ve gökyüzünden kirli suratlarıyla kanatlı iki çocuk inerek balkona girdiler. Ejderha gözleriyle yerde yatan hareketsiz bedene uzayan ve alnının çatısında birleşen mavi renkli iki ışık yaymaya başladı. Bu ışıklar baştan aşağı bedenini ortalayarak dolaştılar. Tüm vücut nar gibi ikiye ayrıldı. Bu esnada kanatlı çocuklar olanları sadece izliyorlardı.

Ejderhadan gür ve acı bir çığlık duyuldu, sonrasında ayrılmış vücudun içine ağzıyla daha önce hiç görülmemiş berraklıkta sular püskürtmeye başladı. Suyla yıkanan bedenin içerisinden yüzlerce ve çeşit çeşit böcekler çıkıyordu. Bedeni terk eden böcekler balkondan aşağı yeryüzüne doğru yol alıp toprağa ulaşınca patlıyorlardı.

Tüm böcekler bittikten sonra su püskürtmeyi durdurdu ve çocuklara bakarak gözlerini kapattı. Çocuklar bu işareti alınca, yarılmış ve böceklerden arınmış bedenin içine girdiler. Bu sefer ejderha gözlerinden sarı ışıklar salarak tüm bedeni sarmıştı ve ikiye ayırmış olduğu bedeni tekrar tek parça haline getirdi.

Bütün bu olanlara televizyonda izlediğim futbol maçı esnasında tuttuğum takıma karşı haksızlık yapıldığını düşünerek çileden çıktığım ve elimde tuttuğum bardağı televizyona fırlatarak ekranın parçalanmasını sağladığım o akşam şahit olmuştum.

Televizyonun ekranı kırıldıktan sonra, ekrandan salonun ortasına mor bir ışık uzanmaya başlamıştı. Yerimden kalkıp kırık ekrana doğru yaklaştım. Parçalanmış ekran sanki başka bir boyuta geçit açmış gibiydi. Önce sağ işaret parmağımı mor ışık sızdıran kırık bölgeye soktum ve parmağımdan çok daha ince olan televizyon ekranının içinde kaybolduğunu fark etmiştim. Akabinde kafamı da sokarak merakıma cevap aradım.

Bu gerçekten de bir geçitti ve ben hiç vakit kaybetmeden diğer tarafa geçmiştim. Uzay boşluğunda ilerliyordum sanki. Etrafta bana bakan ve havada uçuşan gözler bulunuyordu. Bu gözlerin ait oldukları bir surat yoktu. Gözlerden birine yaklaşarak yakından bakmak istedim ama yukarıdan uzanan devasa bir el beni yakaladı ve sımsıkı sardı. Hareket edemiyordum. Bu elin de ait olduğu bir kol bulunmuyordu.

Yakalandığım el beni, geçtiğim geçide benzer bir geçitten dışarı bıraktı. Anlaşılan orada olmam istenmiyordu fakat beni keşke evime geri gönderseydi. Çünkü evimden uzakta bir ormana düşmüştüm. Her yer karanlıktı ve ben korkuyordum. Bir yanlışlık olduğu belliydi ve bunu birilerinin düzeltmesini istiyordum lakin nasıl yapabileceğime dair bir fikre de sahip değildim.

Ormanda ürkerek bir müddet yürüdükten sonra karşıma ince uzun boylu ve gece karanlığında yüzleri ışıl ışıl parlayan insanlar çıktılar. Bizim gibi olmadıkları çok belliydi. Daha önce böyle insanlar görmemiştim. Hemen bir ağacın arkasına saklandım fakat ağaç beni ele verdi.

Ben arkasına saklanınca birden şeffaflaşan ağacın gövdesi ile beraber yaprakları da ışıklar vuruyordu üzerime. Gördüğüm insanlar bana doğru yumuşak bir sesle seslendiler.

Bizden korkmana gerek yok. Sana yardımcı olabiliriz.

Bakın ben isteyerek buraya gelmedim, kötü bir niyetim yok gerçekten. Sizleri de ilk defa görüyorum. Daha önce böyle bir ırk ve insan türü ile karşılaşmamıştım.

Bizler sayıları çok az ve evrimin çok daha ileri kademelerine ulaşmış insan türleriyiz. Sizden daha gelişmiş özelliklerimiz var ve beynimizi kullanma kabiliyetimiz çok yüksek. Evrim bir seferde tüm canlılarda ve insanlarda aynı şekilde ilerlemiyor, bu sebeple senin bildiğin ve tanıdığın insan türünün bu seviyelere gelmesi çok daha uzun zaman alacaktır.

Anlıyorum… Aslında anladığım söylenemez ama işte çok garip bir akşam yaşıyorum. Peki, burası neresi?

Burası da Dünya üzerinde bir bölge ama konum hakkında bilgi vermemiz doğru olmaz. Zaman olarak da aynı zaman da yaşıyoruz sizlerle. Üzgünüz sana bunları yaşattığımız ve şahit ettiğimiz için ama ilk defa böyle bir karışıklık oldu. Böyle bir karşılaşma doğru olmadı ve istenmeyen bir şeydi. Sizleri takip ediyoruz ve evriminizi hızlandırmak için bazen müdahale de ediyoruz ama işte dedim ya bu istenmeyen bir karışıklıktan ibaret. Gerçi geçmişte de yakalandığımız zamanlar oldu sizlere ama hep başka dünyalardan gelen uzaylı hikâyeleri yazdınız üzerlerimize.

Uzaylı ha… Ne diyeceğimi bilemiyorum. İnanın bana çok şaşırmış bir durumdayım. Peki, beni buraya sürükleyen; nasıl bir karışıklıktan bahsediyorsunuz?

Maalesef çocuklarımızdan biri oluşturduğumuz geçitlerden birinin programıyla denemeler yapmak istemiş ve bu geçidi sizin kullandığınız elektromanyetik radyo dalgalarına yönlendirmiş. O esnada senin televizyonda her ne olduysa, - alıcısı güçlü bir elektrik tetiklenmesine maruz kalmış olabilir - diğer alıcılar arasında daha güçlü bir çekim gücü yaratarak bu geçidi kendi üzerine taşımış. Şu anda geçit kapandı ve geri döndürüldü.

Ya o geçit vasıtasıyla var olduğum yer neresiydi?

Orası bizim bazı düşünsel fonksiyonlarımızı geliştirdiğimiz zihinsel bir boyut, bu biraz karmaşık gelebilir sana; o sebeple anlam verebileceğin en kısa tanımı böyle yapabiliriz. Senin geçidin kapandığından dolayı da mecburen bizim bölgemize transfer ederek seni dünyaya geri döndürmek zorunda kaldık.

Bana bir şey yapmayacağınızdan nasıl emin olabilirim, yani bu kadar şeye şahit olmuşken, benim gitmeme izin verebilecek misiniz? Yoksa zihnimi mi sileceksiniz?

Endişelenme lütfen, biz hiçbir sebeple kimseye zarar vermeyiz. Sana da hiçbir şey yapmayacağız. Biliyoruz ki, sen bunları anlatacak olursan bile kimse sana inanmayacak. En fazla deli saçması ya da ilgi çekmeye çalışan bir sahtekâr muamelesi görürsün. Bu sebeple problem yok, senin evine sağ salim ulaşmanı sağlayacağız.

Haklısınız, kimse inanmaz. Ciddi bir şekilde anlatmam mümkün değil, peki bir hikâyeye döksem sakıncası var mıdır?

Hayır, tabii ki istediğini yapabilirsin bu konuda.

Çok sevindim. Samimiyetiniz ve iyiliğinizi hissedebiliyorum. İnsanlığın bu seviyelere ulaşabilmesi gerçekten güzel olacak. Bizlerin de evrimini hızlandırmak için bazı müdahalelerde bulunduğunuzu söylemiştiniz. Her ne yapıyorsanız lütfen daha çok yapın. Biz alt insan türünün buna ihtiyacı var.

Ne kadar başarılı olabiliriz bilmiyoruz ama bak sana şuanda yapılan bir işlemi izletmenin sakıncalı olmadığını düşünüyorum.

Bana doğru yaklaşarak, alnını alnıma dayadı. Gözlerim gayri ihtiyarı kapandı ve o sırada şahit oldum bir ejderhanın bir adamı ikiye yarmasına ve ikiye yarılan bedene çocuklar yerleşmesine. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi gördüklerim karşısında.

Bunlar gerçek olamaz. Ejderha mesela, bir ejderha ne kadar gerçek olabilir? Hem bir insanı ikiye yarmak, içine çocuklar girmesi. Bunlar açıklanamaz değil mi?

Sakin ol lütfen. Biz bu ormanda, yeteneklerimiz sayesinde bazı canlıların da evrimine müdahalede bulunduk. Ejderhalar, bazı gelişmiş yarasa ve sürüngenlerin mutasyonuyla elde ederek gerçekleştirdiğimiz bir canlı türü. İnsanoğlunun efsanelerinde bu kadar yer tutmuş bu canlıları aramızda görmeyi ve onlarla dost olmayı çok istedik. Şu anda bizlerin en sadık dostları onlar.

Onun dışında gördüğün diğer şeylerin kısa bir açıklaması olarak şunu söyleyebilirim;

O çocuklar insanlığın günahları. Ya savaşlarda öldüler, ya da savaştan kaçtıkları yerlerde dışlanarak sefaletten öldüler. Sadece savaş mağduru değiller; kimi tecavüz mağduru, kimi şiddet mağduru. Bak az önce gördüğün çocuklardan biri savaşta ölen bir çocuk. Diğeri ise araba camı silmeye koşturulmuş ve arabaların peşinden koşarken; camının silinmesini istemeyen bir şoför tarafından itilerek, başka bir arabanın altına atılan bir çocuk. İşte bizler; bu çocukların ruhlarını kopyalamayı başardık ve her fırsatta sizin türünüzden birilerinin içini ejderhalar aracılığıyla temizliyoruz ve bu ruhları yerleştiriyoruz. Umuyoruz ki; insanlar içlerindeki çocukları keşfetsinler. Evrimin devamı adına, öncelikle bu gerekiyor. Yoksa var olduğunuz bataklığın sizleri evrimin ilerisine değil, gerisine taşıma riski var. Budur bizi korkutan ve müdahale isteğimiz.

Ne ejderhalara ne de bu anlatılanlara inanmam mümkün değildi, bir an önce beni evime bırakmalarını ve her şeyi unutmak istediğimi söyledim. Unutmak için bir şey yapamayacaklarını ama eve ulaştıracaklarını belirttikten sonra karşımda bir ışık huzmesi olarak ağaçların yapraklarına doğru yükseldiler. Beni öylece bıraktıklarını sanmıştım, ta ki bir yapraktan önüme düşen su damlasının karşımda duran bir ejderhaya dönüşmesiyle heyecana kapılana kadar. Bana bakarak tebessüm ediyordu. Masmavi pulları olan bu ejderhanın, pembe gözleri yüreğimi ısıtmıştı. Ejderhanın üzerine çıktım ve sımsıkı sarıldım. Gökyüzünde beraber çok yükseklere çıktıktan kısa bir süre sonra evimin çok yakınında, kimselerin olmadığı bir sokağa bırakmıştı beni.

Eve geldiğimde kırık bir televizyon ve yerde parçalanmış bardak duruyorlardı. Telefonumda ise akşamki maça dair birçok mesaj bulunuyordu. Bizim takım yenilmişti ve rakip takımı tutan arkadaşlarım benimle eğleniyorlardı.


Story & Image Copyright: OTahirZGN
ZAK000.png

Sort:  

gece bile değil artık sabahın 4'üne bi çeyrek kaldığı zamanda, bir tahirozgen yazısı okumak nasıl bir şey olabilir ki deyip başladım:)

önce içini ejderhalar aracılığıyla temizliyoruz ve sonra bu ruhları yerleştiriyoruz. Umuyoruz ki, insanlar içlerindeki çocukları keşfetsinler

diyecek söz bulamıyorum, ne güzel..
keşke bazı insancıklara böyle yapılsa dedim..

televizyon ekranının içinde kaybolduğunu fark etmiştim. Akabinde kafamı da sokarak merakıma cevap aradım

ayrıca bunu da hep yapmak istemişimdir🙆‍♀️

tv nin içine girmeyi ben de öok istemişimdir çocukluğımdan beri :))

Bu saatte kimsenin henüz okuyacağını düşünmemiştim 💐

ben de bu saatte böyle bir yazı okuyacağımı düşünmemiştim ama güzel oldu uykudan önceki masallar gibiydi, çocukluğuma döndüm mutluyum🎈🎈🎈

Tabiiki @tahirozgen yazısı göre de okumamak mümkün mü :)

Ben sizin farklı olduğunuzu biliyordum hocam kesin siz onlarla kontakt kuruyorsunuz , yoksa bu yazıları nasıl yazacaksınız.

Ben size inanıyorum bunlar gerçekten yaşamış olduğunuz anılar ;)

Bak az önce gördüğün çocuklardan biri savaşta ölen bir çocuk. Diğeri ise araba camı silmeye koşturulmuş ve arabaların peşinden koşarken, camının silinmesini istemeyen bir şoför tarafından itilerek başka bir arabanın altına atılan bir çocuk.

Bu kısım gerçekten yaşanılan üzcü bir bölümdü:((

Bu kısımın gerçek olmadığı ama diğer kısımların gerçek olduğu bir dünya öok daha güzel olabilir 🙀

😀😀😉


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here

Teşekkürler 🐝

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by tahirozgen from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Congratulations @tahirozgen! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You received more than 3000 as payout for your posts. Your next target is to reach a total payout of 4000

Click here to view your Board of Honor
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

To support your work, I also upvoted your post!

You can upvote this notification to help all Steemit users. Learn why here!

Hi, @tahirozgen!

You just got a 13.46% upvote from SteemPlus!
To get higher upvotes, earn more SteemPlus Points (SPP). On your Steemit wallet, check your SPP balance and click on "How to earn SPP?" to find out all the ways to earn.
If you're not using SteemPlus yet, please check our last posts in here to see the many ways in which SteemPlus can improve your Steem experience on Steemit and Busy.

YOU JUST GOT UPVOTED

Congratulations,
you just received a 11.82% upvote from @steemhq - Community Bot!

Wanna join and receive free upvotes yourself?
Vote for steemhq.witness on Steemit or directly on SteemConnect and join the Community Witness.

This service was brought to you by SteemHQ.com

Coin Marketplace

STEEM 0.25
TRX 0.11
JST 0.032
BTC 63517.53
ETH 3062.83
USDT 1.00
SBD 3.81